Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YENMEK, -ER : Turkish Turkish

ütmek

YENMEK, -ER : Turkish Turkish

yemek eylemine konu olmak

YENMEK, -ER : Turkish Turkish

aşınmak, kemirilmek

YENSİZ : Turkish Turkish

yenleri olmayan

YEPELEK : Turkish Turkish

ınce yapılı, zarif, narin

YEPEREK : Turkish Turkish

yepelek

YEPYENİ : Turkish Turkish

çok yeni, hiç kullanılmamış

YEPYENİ : Turkish Turkish

alışılmamış, görülmemiş

YEPYENİ : Turkish Turkish

tertemiz, çok yeni

YER : Turkish Turkish

ir şeyin, bir kimsenin kapladığı ya da kaplayabileceği boşluk, °mahal, °mekân

YER : Turkish Turkish

gezinilen, ayakla basılan taban

YER : Turkish Turkish

(özel ad olarak) yeryuvarı, dünya

YER : Turkish Turkish

ulunulan, yaşanılan, oturulan kent, kasaba, °mahalle

YER : Turkish Turkish

durum, konum, °vaziyet

YER : Turkish Turkish

ülke, bölge

YER : Turkish Turkish

görev, orun, makam

YER : Turkish Turkish

önem

YER : Turkish Turkish

herhangi bir şeye, bir işe ayrılmış bölüm ya da alan

YER : Turkish Turkish

üzerine yapı kurulmaya ya da ekime elverişli toprak parçası, arazi, arsa

YER : Turkish Turkish

toprak

YER : Turkish Turkish

ir olayın geçtiği ya da geçeceği bölüm, alan, °mahal

YER : Turkish Turkish

otel, motel vb.de kalınacak oda

YER : Turkish Turkish

sinema ve tiyatroda ya da taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye

YER : Turkish Turkish

durum