Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YER AÇMAK : Turkish Turkish

ir kimseye oturması için yer hazırlamak

YER AÇMAK : Turkish Turkish

yer bırakmak, olanak vermek

YER ALIŞTIRMALARI : Turkish Turkish

el ve bütün vücut bölümleri için, yeri bir dayanak yüzeyi ya da bir tür araç gibi kullanarak düzenlenen devinimler

YER BELİRTECİ : Turkish Turkish

ir eylemin anlamını, sınırlı olmayan, her yere uygulanabilen bir yer kavramı ile gösteren belirteç

YER BİÇİMLERİ : Turkish Turkish

iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan dağ, yayla, ova, koyak, çukur gibi biçimlerin tümü, engebe, yüzey şekilleri

YER BULMAK : Turkish Turkish

oturacak yer sağlamak

YER BULMAK : Turkish Turkish

(bir kimse) bir işe, görev yapacağı bir yere yerleşmek

YER CÜCESİ : Turkish Turkish

oylu, çok bilmiş, kurnaz kimse

YER DEĞİŞTİRMEK : Turkish Turkish

ulunduğu yerden bir başka yere geçmek

YER DEMİR GÖK BAKIR : Turkish Turkish

çorak ve sıcak bir yeri niteler

YER DEMİR GÖK BAKIR : Turkish Turkish

hiçbir yardım ve umut olmadığında kullanılır

YER ETMEK : Turkish Turkish

iz bırakmak

YER ETMEK : Turkish Turkish

iyice yerleşmek

YER HOSTESİ : Turkish Turkish

uçağa binecek olan yolcuların bilet işlemlerini yapan, ayrıca uçağa binerken merdiven başında yolcuların biniş kartlarını toplayan görevli

YER KAPLAMAK : Turkish Turkish

önemli bir oylum tutmak

YER KAPMAK : Turkish Turkish

kalabalık içinde kendine yer bulmak

YER ODASI : Turkish Turkish

tabanı yerle bir olan oda

YER ÖPMEK : Turkish Turkish

ir büyüğün önünde eğilmek

YER SOFRASI : Turkish Turkish

yerde kurulan sofra

YER TUTMAK : Turkish Turkish

yer ayırmak

YER TUTMAK : Turkish Turkish

yer kaplamak

YER TUTMAK : Turkish Turkish

önemli sayılmak, önemi olmak

YER VERMEK : Turkish Turkish

önemli saymak, saygı göstermek

YER VERMEK : Turkish Turkish

ir olaya yol açmak, olanak tanımak

YER VERMEK : Turkish Turkish

önemli bir görev vermek