Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YERDEN YERE ÇALMAK : Turkish Turkish

çok hırpalamak

YERDEN YERE VURMAK : Turkish Turkish

irine türlü yönlerden saldırarak onu çok aşağılayıcı bir duruma düşürmek

YERDEŞ : Turkish Turkish

aynı kentten, kasabadan ya da köyden olan kimse, °hemşeri

YERDEŞLİK : Turkish Turkish

yerdeş olma durumu, hemşerilik

YERE BAKAN YÜREK YAKAN : Turkish Turkish

uysal ve uslu göründüğü halde sinsice kötülük yapan

YERE BAKMAK : Turkish Turkish

(ihtiyarlar için) ölümü yakın olmak

YERE BAKTIRMAK : Turkish Turkish

utandırmak, mahcup etmek

YERE BATASICA (YA DA YERE BATSIN) : Turkish Turkish

yok olsun anlamında bir ilenç

YERE BATMAK : Turkish Turkish

yok olmak

YERE BATMAK : Turkish Turkish

çok utanmak, mahcup olmak

YERE ÇALMAK : Turkish Turkish

yere atmak, yere fırlatmak

YERE GEÇMEK : Turkish Turkish

çok utanmak

YERE GÖĞE KOYMAMAK (YA DA KOYAMAMAK) : Turkish Turkish

nasıl ağırlayacağını, nasıl memnun edeceğini bilememek, çok önem vermek

YERE KAPANMAK : Turkish Turkish

çok eğilmek

YERE SERİLMEK : Turkish Turkish

yere yatıp kalmak

YERE SERMEK : Turkish Turkish

kötü bir duruma sokmak; yenmek

YERE SERMEK : Turkish Turkish

vurup öldürmek

YERE VURMAK : Turkish Turkish

kötü bir duruma sokmak

YEREL : Turkish Turkish

elirli bir yer ile ilgili olan, °mahalli, °mevzii, °lokal

YEREL : Turkish Turkish

gözlem yerine ya da gözlemcinin bulunduğu yere ilişkin

YEREL YÖNETİM : Turkish Turkish

il, belediye ya da köy halkının buradaki ortak yerel gereksinimlerini karşılayan ve genel karar organları buradaki halk tarafından seçilen kamu tüzelkişisi, °mahalli idare

YERELLEŞME : Turkish Turkish

yerelleşmek eylemi, yöreselleşme, °mahallileşme

YERELLEŞMEK : Turkish Turkish

yerel bir özellik kazanmak, yöreselleşmek, °mahallileşmek

YERELLEŞTİRİLME : Turkish Turkish

yerelleştirilmek eylemi

YERELLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

yerel bir özellik kazandırılmak