Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YERİ SOĞUMADAN : Turkish Turkish

ayrılan bir kimsenin ardından çok zaman geçmeden

YERİ VAR! : Turkish Turkish

uygundur, iyidir anlamında kullanılır

YERİ YURDU BELİRSİZ : Turkish Turkish

elli bir yeri olmayan, serseri

YERİCİ : Turkish Turkish

yerme huyu olan, yerme özelliği olan

YERİLİŞ : Turkish Turkish

yerilmek eylemi ya da biçimi

YERİLME : Turkish Turkish

yerilmek eylemi

YERİLMEK : Turkish Turkish

yermek eylemine konu olmak, kötülenmek

YERİN DİBİ : Turkish Turkish

en uzak yer, °ahret

YERİN DİBİNE GEÇMEK (BATMAK YA DA GİRMEK) : Turkish Turkish

çok utanıp sıkılmak

YERİN DİBİNE GEÇMEK (BATMAK YA DA GİRMEK) : Turkish Turkish

görünmez olmak, kaybolmak

YERİN KULAĞI VAR : Turkish Turkish

gizli konuşulan bir şeyin umulmadık bir yoldan başkalarınca duyulabileceğini anlatır

YERİNDE : Turkish Turkish

zamanı, yeri uygun düşen (düşerek), gerektiği biçimde (olan), °münasip

YERİNDE : Turkish Turkish

ıyi; yeterli

YERİNDE : Turkish Turkish

durumunda

YERİNDE DURAMAMAK : Turkish Turkish

sürekli kıpırdamak; içi içine sığmamak

YERİNDE KALMAK : Turkish Turkish

aşka yere gitmemek

YERİNDE KALMAK : Turkish Turkish

(orun, aşama için) değişmemek

YERİNDE OLMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin orununda, yaşında ya da kişiliğinde olmak

YERİNDE OLMAMAK : Turkish Turkish

yok olmak, bulunmamak

YERİNDE SAYMAK : Turkish Turkish

yürür gibi yaparak hep aynı yerde, sürekli olarak ayağın birini kaldırıp, birini basmak

YERİNDE SAYMAK : Turkish Turkish

hiç ilerlememek, gelişmemek, değişmemek

YERİNDE SU ÇIKMAK : Turkish Turkish

haklı bir neden olmadan yerini bırakanlara ya da bırakmak isteyenlere kınama ve engelleme amacıyla söylenir

YERİNDE YELLER ESMEK : Turkish Turkish

artık bulunmamak, yok olmak

YERİNDELİK : Turkish Turkish

yerinde olma durumu, °isabet

YERİNDELİK : Turkish Turkish

kamulaştırılan bir yer üzerinde, kamu çıkarının özel çıkara oranla yüksek olması