Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YEŞİLAY : Turkish Turkish

ıçki ve uyuşturucu madde kullanmaya karşı olanların kurduğu dernek ve bu derneğin simgesi

YEŞİLAYCI : Turkish Turkish

yeşilay derneğine üye olan (kimse)

YEŞİLAYCI : Turkish Turkish

mec. (küçük harfle) hiç içki ve sigara kullanmayan (kimse)

YEŞİLBAĞA : Turkish Turkish

yeşil renkli bir tür küçük kurbağa

YEŞİLBAŞ : Turkish Turkish

ördekgilleden, tüyleri mavi, beyaz, kara, kahverengi, erkeğinin başı yeşil renkli bir yabanördeği türü (anas platyrhynchos)

YEŞİLİMSİ, YEŞİLİMTIRAK : Turkish Turkish

yeşile çalan, yeşili andıran

YEŞİLLENDİRME : Turkish Turkish

yeşillendirmek eylemi

YEŞİLLENDİRMEK : Turkish Turkish

ir yeri yeşil duruma getirmek

YEŞİLLENME : Turkish Turkish

yeşillenmek eylemi

YEŞİLLENMEK : Turkish Turkish

yeşil durum gelmek,

YEŞİLLENMEK : Turkish Turkish

irine karşı duyduğu cinsel isteği kendisine sezdirmek, sarkıntılık etmek

YEŞİLLENMEK : Turkish Turkish

aşkasının malında gözü olmak, elde etmeye çalışmak

YEŞİLLİ : Turkish Turkish

yeşili olan

YEŞİLLİ : Turkish Turkish

yeşil giysi giymiş

YEŞİLLİK : Turkish Turkish

yeşil olma durumu

YEŞİLLİK : Turkish Turkish

yeşil bitkileri çok olan yer

YEŞİLLİK : Turkish Turkish

marul, salatalık gibi yenen sebze

YEŞİLLİK : Turkish Turkish

yeşil ot

YEŞİM : Turkish Turkish

açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen, değerli bir taş

YESTEHLEME : Turkish Turkish

yestehlemek eylemi

YESTEHLEMEK : Turkish Turkish

üyük aptes etmek

YESYENİ : Turkish Turkish

çok yeni, yepyeni

YETENEK : Turkish Turkish

ir kimsenin bir şeyi anlama ya da yapabilme niteliği, °kabiliyet, °istidat

YETENEK : Turkish Turkish

ir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, °kapasite

YETENEK : Turkish Turkish

kişinin kalıtımsal olarak öğrenmesini çerçeveleyen sınır