Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YETİŞTİRMEK : Turkish Turkish

yetmesini sağlamak

YETKE : Turkish Turkish

yaptırma ya da yasak etme hak ya da gücü, °sulta, °otorite

YETKE : Turkish Turkish

yeterliğine herkesi inandırarak, bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven, °velayet

YETKECİLİK : Turkish Turkish

denetimsiz ve başına buyruk bir yönetim siyasası, °totalitarizm

YETKELİ : Turkish Turkish

yetkesi olan, °otoriter

YETKİ : Turkish Turkish

ir görevi, bir işi yasaların verdiği olanaklara göre, belli koşullarla yürütmeyi sağlayan hak, °salahiyet, °mezuniyet

YETKİLENDİRİLİŞ : Turkish Turkish

yetkilendirilmek eylemi ya da biçimi

YETKİLENDİRİLME : Turkish Turkish

yetkilendirilmek eylemi

YETKİLENDİRİLMEK : Turkish Turkish

yetkili duruma getirilmek

YETKİLENDİRME : Turkish Turkish

yetkilendirmek eylemi

YETKİLENDİRMEK : Turkish Turkish

irini yetkili kılmak

YETKİLİ : Turkish Turkish

herhangi bir işte yetkisi olan (kimse), °salahiyetli, °salahiyettar

YETKİLİ : Turkish Turkish

mezun

YETKİLİ KILMAK : Turkish Turkish

yetkisini kullanma olanağını vermek

YETKİLİLİK : Turkish Turkish

yetkili olma durumu

YETKİN : Turkish Turkish

gerekli olgunluğa erişmiş, °kâmil, °mükemmel

YETKİNLEŞME : Turkish Turkish

yetkinleşmek eylemi, °tekemmül

YETKİNLEŞMEK : Turkish Turkish

yetkin bir duruma gelmek, °tekemmül etmek

YETKİNLEŞTİRİLME : Turkish Turkish

yetkinleştirilmek eylemi

YETKİNLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

yetkin duruma getirilmek

YETKİNLEŞTİRME : Turkish Turkish

yetkinleştirmek eylemi

YETKİNLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

yetkin duruma getirmek

YETKİNLİK : Turkish Turkish

yetkin olma durumu, olgunluk, °kemal, °mükemmeliyet

YETKİSİZ : Turkish Turkish

(herhangi bir işte) yetkisi olmayan

YETKİSİZLEŞME : Turkish Turkish

yetkisiz duruma gelme