Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YILDIZI DİŞİ : Turkish Turkish

herkesçe sevilen, sempatik

YILDIZI DÜŞÜK : Turkish Turkish

şanssız, talihsiz; gözden düşmüş

YILDIZI PARLAMAK : Turkish Turkish

aşarı yönünden herkesin dikkatini çekecek bir duruma gelmek, ün kazanmak

YILDIZI SÖNMEK : Turkish Turkish

ününü yitirmek

YILDIZKARAYEL : Turkish Turkish

karayel ile yıldız (kuzey) arasından esen yel

YILDIZKARAYEL : Turkish Turkish

kuzey ile kuzeybatı arası

YILDIZLAMA : Turkish Turkish

yıldızlamak eylemi

YILDIZLAMAK : Turkish Turkish

yel kuzeyden esme

YILDIZLAMAK : Turkish Turkish

ulutlar sıyrılıp yıldızlar görünür olmak

YILDIZLARI BARIŞMAK : Turkish Turkish

aralarındaki görüş, duygu ve düşünce bakımından birbirleriyle anlaşmış, uyuşmuş olmak

YILDIZLARI SAYMAK : Turkish Turkish

geceleri uyku uyuyamamak

YILDIZLAŞMA : Turkish Turkish

yıldız2 olma durumu

YILDIZLI : Turkish Turkish

üzerinde yıldız bulunan

YILDIZLI : Turkish Turkish

ulutsuz, duru, açık

YILDIZPOYRAZ : Turkish Turkish

kuzeydoğu ile yıldız (kuzey) arasından esen yel

YILDIZPOYRAZ : Turkish Turkish

kuzey ile kuzeydoğu arası

YILDIZSI : Turkish Turkish

yıldıza benzeyen, yıldızı andıran

YILDIZSIZ : Turkish Turkish

ulutlu, kapalı, açık olmayan

YILDIZTAŞI, -NI : Turkish Turkish

ıçinde, ışık altında parlayan mika tanecikleri bulunan, sarı esmer renkte bir kuvars türü

YILDIZYAĞMURU, -NU : Turkish Turkish

irçok akanyıldızın birden görünmesi

YILDIZYELİ, -Nİ : Turkish Turkish

kuzeyden esen soğuk yel

YILDÖNÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

herhangi bir olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra yeni bir yılın başladığı gün: evlenme yıldönümü

YILGI : Turkish Turkish

elirli nesneler ya da durumlar karşısında duyulan, olağandışı güçlü korku, °dehşet, °fobi

YILGIN : Turkish Turkish

yılmış, korkmuş olan

YILGINCA : Turkish Turkish

yılgın (bir biçimde)