Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YIVIŞIKLIK : Turkish Turkish

islaklık, kayganlık, yapışkanlık

YIVIŞMA : Turkish Turkish

yıvışmak eylemi

YIVIŞMAK : Turkish Turkish

cıvık bir duruma gelmek, cıvıklaşmak

YİVLEME : Turkish Turkish

yivlemek eylemi

YİVLEMEK : Turkish Turkish

dikerek eklemek

YİVLEMEK : Turkish Turkish

(köpek) koklayarak izlemek

YİVLEMEK : Turkish Turkish

ileyerek keskinleştirmek, sivriltmek

YİVLİ : Turkish Turkish

yivi olan, üzerine yiv açılmış olan

YİYECEK : Turkish Turkish

yenmeye elverişli olan her şey

YİYECEK : Turkish Turkish

yenebilen

YİYİCİ : Turkish Turkish

yiyen

YİYİCİ : Turkish Turkish

üşvet alan (kimse), °mürtekip, °mürteşi

YİYİCİ : Turkish Turkish

çok yiyen, obur

YİYİCİLİK : Turkish Turkish

yiyici olma durumu, °irtikâp

YİYİCİLİK : Turkish Turkish

yiyiciye yakışır davranış

YİYİM : Turkish Turkish

yemek eylemi

YİYİM YERİ ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

ir yeri kendi çıkarına kullanmak

YİYİMLİ : Turkish Turkish

zevkle yenen

YİYİNTİ : Turkish Turkish

yiyecek, yenilecek şeyler

YİYİP BİTİRMEK : Turkish Turkish

tüketmek

YİYİP BİTİRMEK : Turkish Turkish

onmaz duruma getirmek, yıkımına neden olmak

YİYİP BİTİRMEK : Turkish Turkish

sürekli olarak tedirgin etmek, üzmek, hırpalamak

YİYİP İÇMEK : Turkish Turkish

karın doyurmak, beslenmek

YO : Turkish Turkish

hayır

YO : Turkish Turkish

yapmam, istemem, kabul etmem anlamlarında itiraz ünlemi