Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YOĞUN : Turkish Turkish

(koku vb.) etkisi güçlü olan

YOĞUN : Turkish Turkish

artmış, çoğalmış bir durumda olan

YOĞUN : Turkish Turkish

dolu, sıkı, çok

YOĞUN : Turkish Turkish

(elek, iğne için) kaba, kalın, iri

YOĞUNLAÇ : Turkish Turkish

ıçinde akımsız elektrik yükü biriktirilen aygıt, °kondansatör

YOĞUNLAŞMA : Turkish Turkish

yoğunlaşmak eylemi

YOĞUNLAŞMA : Turkish Turkish

uharın sıvı ya da katı duruma geçmesi

YOĞUNLAŞMA : Turkish Turkish

irden çok molekülün, genellikle su yitirerek bir tek moleküle dönüşmesi olayı

YOĞUNLAŞMAK : Turkish Turkish

yoğun duruma gelmek, °tekâsüf etmek

YOĞUNLAŞTIRILMA : Turkish Turkish

yoğunlaştırılmak eylemi

YOĞUNLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

yoğun duruma getirilmek

YOĞUNLAŞTIRMA : Turkish Turkish

yoğunlaştırmak eylemi

YOĞUNLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

yoğun duruma getirmek, °teksif etmek

YOĞUNLUK : Turkish Turkish

yoğun bir maddenin özelliği

YOĞUNLUK : Turkish Turkish

ir cismin, bir santimetreküplük kütlesinin aynı oylumdaki + 4 °c'lik suya göre oranı, °kesafet

YOĞUNLUKÖLÇER : Turkish Turkish

sıvıların yoğunluğunu ölçen araç, °dansimetre

YOĞUNLULÖLÇÜM : Turkish Turkish

sıvıların yoğunluğunu ölçme, dansimetri

YOĞURMA : Turkish Turkish

yoğurmak eylemi

YOĞURMAK : Turkish Turkish

katı ya da toz durumundaki bir maddeyi herhangi bir sıvı ile karıştırarak hamur durumuna getirmek

YOĞURMAK : Turkish Turkish

ir düşünceye belli bir biçim vermek, nitelik kazandırmak: çocuğu bu düşüncelerle yoğurdular

YOĞURT : Turkish Turkish

maya katılarak koyulaştırılmış beyaz, kıvamlı süt ürünü

YOĞURT ÇALMAK : Turkish Turkish

yoğurt yapmak için süte yoğurt mayası koymak

YOĞURT GİBİ : Turkish Turkish

koyu ve katılaşmış nesneler için kullanılır

YOĞURTÇİÇEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

papatya

YOĞURTÇU : Turkish Turkish

yoğurt yapan ya da satan kimse