Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YOK,-KU,-ĞU : Turkish Turkish

"hayır" anlamında kullanılır

YOK,-KU,-ĞU : Turkish Turkish

irbirine karşıt iki tümceden, ikincisinin başına getirilir

YOK,-KU,-ĞU : Turkish Turkish

irinin söylediği sözlerden kuşkulanıldığında ya da sözler hafifsendiğinde kullanılır

YOK,-KU,-ĞU : Turkish Turkish

savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir

YOKÇU : Turkish Turkish

hiççi, °nihilist

YOKÇULUK : Turkish Turkish

hiççilik, °nihilizm

YOKLAMA : Turkish Turkish

yoklamak eylemi, °kontrol

YOKLAMA : Turkish Turkish

ir topluluğu oluşturan üyelerin belli bir zaman ve yerde bulunup bulunmadığını anlamak için yapılan sayma işlemi

YOKLAMA : Turkish Turkish

okullarda öğrencilerin bilgisini anlamak için yapılan küçük sınav

YOKLAMACI : Turkish Turkish

kalelerdeki savaş araç ve gereçlerini bakımdan geçirmek için başkentten gönderilen görevli

YOKLAMACI : Turkish Turkish

künye defterine göre askerin bakımı ve denetimiyle görevli kimse

YOKLAMAK : Turkish Turkish

çok sıkmadan, bastırmadan parmakları ile dokunarak incelemek

YOKLAMAK : Turkish Turkish

akmak, gözden geçirmek, °kontrol etmek

YOKLAMAK : Turkish Turkish

durum, bilgi, niyet vb.yi anlamaya çalışmak

YOKLAMAK : Turkish Turkish

ziyaret ya da sağlığını sormak amacıyla birine gitmek

YOKLAMAK : Turkish Turkish

ara sıra etkisini göstermek

YOKLAMAK : Turkish Turkish

aramak, araştırmak: polisler tabanca var mı diye üzerini yokladılar

YOKLANMA : Turkish Turkish

yoklanmak eylemi

YOKLANMAK : Turkish Turkish

yoklamak eylemine konu olmak

YOKLATMA : Turkish Turkish

yoklatmak eylemi

YOKLATMAK : Turkish Turkish

yoklamak eylemini yaptırmak

YOKLAYICI : Turkish Turkish

ir nesnenin yüzey konumunı çok duyarlı olarak belirleyen algılayıcı

YOKLUK : Turkish Turkish

yok olma, bulunmama durumu, °adem, °fıkdan, °gaybubet, "varlık" karşıtı

YOKLUK : Turkish Turkish

fakirlik

YOKLUK : Turkish Turkish

hiçlik