Turkish Turkish
YOKSUNMAK : Turkish Turkish
yoksun duruma gelmek, yoksunluktan söz etmek, °mahrum olmak, °mahrum kalmak
YOKSUNSAMAK : Turkish Turkish
yadsımak
YOKSUZ : Turkish Turkish
yoksul
YOKSUZLUK : Turkish Turkish
yoksulluk
YOKTAN VAR ETMEK : Turkish Turkish
yaratmak, ortaya çıkarmak
YOKUMSAMAK : Turkish Turkish
var olan bir şeyi yok olarak kabul etmek, °inkâr etmek
YOKUŞ : Turkish Turkish
yükselerek devam eden yol, "iniş" karşıtı
YOKUŞ : Turkish Turkish
kimi vakit iniş yerine de kullanılır
YOKUŞ AŞAĞI : Turkish Turkish
(yokuşta) aşağıya doğru
YOKUŞ YUKARI : Turkish Turkish
(yokuşta) yukarıya doğru
YOKUŞA KOŞMAK : Turkish Turkish
ir konuda güçlük çıkarmak
YOKUŞÇU : Turkish Turkish
özellikle tepe ve yamaçlı yollarda başarılı olan bisiklet yarışçısı
YOKUŞLU : Turkish Turkish
yokuşu olan
YOL : Turkish Turkish
karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, °tarik
YOL : Turkish Turkish
karada insan ya da hayvanların geçmesi için açılan ya da kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
YOL : Turkish Turkish
genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
YOL : Turkish Turkish
ıçinden ya da üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer
YOL : Turkish Turkish
yolculuk
YOL : Turkish Turkish
gidiş çabukluğu, hız
YOL : Turkish Turkish
ir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem
YOL : Turkish Turkish
davranış, tutum, gidiş ya da davranış biçimi
YOL : Turkish Turkish
uyulan ilke, °sistem °usul, °tarz
YOL : Turkish Turkish
erek, uğur, °maksat
YOL : Turkish Turkish
uzun çizgi
YOL : Turkish Turkish
kez, defa
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani