Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YOLLAMA : Turkish Turkish

yollamak eylemi

YOLLAMAK : Turkish Turkish

göndermek

YOLLANMA : Turkish Turkish

yollanmak eylemi

YOLLANMAK : Turkish Turkish

yollamak eylemi yapılmak, gönderilmek: paketler kargo ile yollandı

YOLLANMAK : Turkish Turkish

ir yere gitmeye başlamak; yürümek

YOLLARA (SOKAKLARA) DÖKÜLMEK : Turkish Turkish

kalabalık halde yolda olmak

YOLLARDA KALMAK : Turkish Turkish

varacağı yere vaktinde gidememek

YOLLARI AYRILMAK : Turkish Turkish

(iki kişi ya da topluluk için) görüş, düşünce ayrılığı ortaya çıkmak, ayrı görüş ve düşünceleri benimsemek

YOLLARI TUTMAK : Turkish Turkish

geçecek kimselere engel olmak, bırakmamak

YOLLU : Turkish Turkish

yolu herhangi bir nitelikte olan

YOLLU : Turkish Turkish

çizgili

YOLLU : Turkish Turkish

(taşıt için) hızlı giden

YOLLU : Turkish Turkish

kuralına uygun

YOLLU : Turkish Turkish

herhangi bir nitelikte, biçimde olan

YOLLU : Turkish Turkish

kolayca elde edilen (kadın)

YOLLUK : Turkish Turkish

yolculukta yenmek için hazırlanan yiyecek

YOLLUK : Turkish Turkish

yolcuya verilen armağan

YOLLUK : Turkish Turkish

yere serilen °ince uzun kilim, halı ya da keçe

YOLLUK : Turkish Turkish

yol masrafı, °harcırah

YOLMA : Turkish Turkish

yolmak eylemi

YOLMA : Turkish Turkish

sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmış ekin

YOLMAK, -AR : Turkish Turkish

çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak

YOLMAK, -AR : Turkish Turkish

dolandırarak, hile ile birinin parasını almak

YOLSULAR : Turkish Turkish

arosöz

YOLSUZ : Turkish Turkish

yolu olmayan