Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YOLUNU BİLMEK : Turkish Turkish

yöntemini öğrenmek

YOLUNU BULMAK : Turkish Turkish

gereken çareyi bulmak

YOLUNU BULMAK : Turkish Turkish

yasal olmayan yollardan kazanç sağlamak

YOLUNU DEĞİŞTİRMEK : Turkish Turkish

gittiği yoldan ayrılıp başka yola geçmek

YOLUNU KAYBETMEK : Turkish Turkish

hangi yoldan gideceğini bilememek

YOLUNU SAPITMAK : Turkish Turkish

doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak

YOLUNU ŞAŞIRMAK : Turkish Turkish

yanlış yola sapmak

YOLUNU TUTMAK : Turkish Turkish

ir yere doğru gitmeye başlamak

YOLUYLA : Turkish Turkish

yolundan geçerek

YOLUYLA : Turkish Turkish

aracılığıyla, vasıtasıyla

YOLUYLA : Turkish Turkish

yöntemiyle, usulüne uygun olarak

YOM : Turkish Turkish

uğur, iyi talih, iyi haber

YOM TUTMAK : Turkish Turkish

uğurlu saymak

YOMA : Turkish Turkish

sabit manevralarda ve gemileri bağlamada kullanılan, üç ya da dört kollu halat

YOMA : Turkish Turkish

irçok ipin örülmesiyle oluşturulan, balıkçılıkta kullanılan halat

YOMSUZ : Turkish Turkish

uğursuz, °meşum

YOMSUZLUK : Turkish Turkish

yomsuz olma durumu, uğursuzluk

YÖN : Turkish Turkish

elli bir noktaya göre olan yer, °taraf

YÖN : Turkish Turkish

ir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, °veçhe

YÖN : Turkish Turkish

ir yere gitmek için izlenen yol, °cihet, °istikamet

YÖN : Turkish Turkish

tutulacak, izlenecek yol, görüş, davranış biçimi

YÖN VERMEK : Turkish Turkish

yeni bir biçim, yeni bir düzen vermek

YONCA : Turkish Turkish

aklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı ya da mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı (trifolium)

YONCA YAPRAĞI : Turkish Turkish

karayollarında alt yoldan üst yola ya da üst yoldan alt yola geçmeyi sağlayan, dört yapraklı yonca biçimindeki kavşak

YONCALIK : Turkish Turkish

yonca tarlası