Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÖRESEL : Turkish Turkish

yöre ile ilgili, yerel, °mahalli

YÖRESELLEŞME : Turkish Turkish

yöreselleşmek eylemi

YÖRESELLEŞMEK : Turkish Turkish

yerelleşmek, °mahallileşmek

YÖRESELLİK : Turkish Turkish

yöresel olma durumu

YORGA : Turkish Turkish

iniciyi sarsmayan at yürüyüşlerinden biri

YORGALAMA : Turkish Turkish

yorgalamak eylemi

YORGALAMA : Turkish Turkish

ayak ve baldır kaslarının felcinden ileri gelen özel yürüyüş biçimi

YORGALAMAK : Turkish Turkish

(at) yorga yürümek, yorga gitmek

YORGAN : Turkish Turkish

yatakta örtünmeye yarar, içi pamuk yün vb. şeylerle doldurularak dikilmiş geniş örtü

YORGAN DÖŞEK YATMAK : Turkish Turkish

ağır hasta olmak

YORGAN GİTTİ, KAVGA BİTTİ : Turkish Turkish

anlaşmazlık nedeni olan şey ortadan kalkınca anlaşmazlık da sona erdi

YORGAN KAPLAMAK : Turkish Turkish

yorgana çarşaf geçirmek

YORGAN KAVGASI : Turkish Turkish

ir şeyden çıkar sağlama konusunda anlaşmazlığa düşme, post kavgası

YORGANCI : Turkish Turkish

yorgan, yastık, şilte gibi şeyler diken ya da satan kimse

YORGANCILIK : Turkish Turkish

yorgancının işi

YORGUN : Turkish Turkish

çalışma ya da değişik nedenlerle beden ya da zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan

YORGUN ARGIN : Turkish Turkish

çok yorulmuş, gücü kalmamış olarak

YORGUN DÜŞMEK : Turkish Turkish

çok yorulmak, bitkin duruma gelmek

YORGUN YORGUN : Turkish Turkish

yorgun olarak, yorgun durumda

YORGUNLUK : Turkish Turkish

çalışma ya da değişik nedenlerle bireyin ruhsal, bedensel etkinlikler açısından verimlilik düzeyinin azalması

YORGUNLUK ÇIKARMAK ( YA DA YORGUNLUKUNU ÇIKARMAK) : Turkish Turkish

dinlenmek

YORGUNLUK ÇIKARMAK ( YA DA YORGUNLUKUNU ÇIKARMAK) : Turkish Turkish

yaptığı işten, yorgunluğunu unutturan, sevindirici bir sonuç almak

YORGUNLUK DUYMAK : Turkish Turkish

yorulmak

YORGUNLUKUNU ALMAK : Turkish Turkish

(kendi) dinlenmek

YORGUNLUKUNU ALMAK : Turkish Turkish

(birini) dinlendirmek