Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YORUMCU : Turkish Turkish

yorum yapan, olayları yorumlayan kimse

YORUMCULUK : Turkish Turkish

yorumcunun işi

YORUMLAMA : Turkish Turkish

yorumlamak eylemi

YORUMLAMA : Turkish Turkish

açıkça anlaşılmayan bir söz ya da davranışa açık bir anlam yükleme, açıklayıp anlatma

YORUMLAMAK : Turkish Turkish

ir yazıyı ya da bir sözü yorum yaparak açıklamak, °tefsir etmek

YORUMLAMAK : Turkish Turkish

ir olaya, bir duruma bir anlam vermek, °tabir etmek

YORUMLAMAK : Turkish Turkish

ir müzik parçasını ya da bir tiyatro oyununu kendine özgü bir duyarlık ve teknikle çalmak, söylemek ya da oynamak, °icra etmek

YORUMLANIŞ : Turkish Turkish

yorumlamak eylemi ya da biçimi

YORUMLANMA : Turkish Turkish

yorumlanmak eylemi

YORUMLANMAK : Turkish Turkish

yorumlamak eylemi yapılmak ya da yorumlamak eylemine konu olmak, °tefsir edilmek

YORUMSAL : Turkish Turkish

yorumla ilgili

YÖRÜNGE : Turkish Turkish

yürüyen bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol, °mahrek

YÖRÜNGE : Turkish Turkish

ir gökcisminin devinme süresince aldığı yol

YÖRÜNGESİNE OTURMAK : Turkish Turkish

(yapma uydu) uzayda istenilen yörüngede devinmek

YÖRÜNGESİNE OTURMAK : Turkish Turkish

ir iş yoluna girmek

YOSMA : Turkish Turkish

şen, güzel, fettan (genç kadın)

YOSMA : Turkish Turkish

çok süslü giyinen ve modaya düşkün kadın, °koket

YOSMACA : Turkish Turkish

yosmaya yakışır biçimde olan

YOSMALIK : Turkish Turkish

yosma olma durumu, yosmaca davranış

YOŞUMA : Turkish Turkish

yoşumak eylemi

YOŞUMAK : Turkish Turkish

eskimek, yıpranmak

YOSUN : Turkish Turkish

tallıbitkilerin, çoğu sularda yetişen, ilkel yapıdaki örneklerine verilen genel ad

YOSUN BAĞLAMAK ( YA DA TUTMAK) : Turkish Turkish

üzerini yosun kaplamak

YOSUNCUL : Turkish Turkish

yosunla beslenen ya da yosunların içinde yaşayan

YOSUNLANMA, YOSUNLAŞMA : Turkish Turkish

yosunlanmak, yosunlaşmak eylemi