Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜKLENİCİ : Turkish Turkish

müteahhit

YÜKLENİLME : Turkish Turkish

yüklenilmek eylemi

YÜKLENİLMEK : Turkish Turkish

yüklemek eylemi yapılmak

YÜKLENİŞ : Turkish Turkish

yüklenmek eylemi ya da biçimi

YÜKLENME : Turkish Turkish

yüklenmek eylemi

YÜKLENMEK : Turkish Turkish

yüklemek eylemi yapılmak ya da yüklemek eylemine konu olmak

YÜKLENMEK : Turkish Turkish

kendi ağırlığını başka bir şey üzerine vermek, bedeniyle abanmak

YÜKLENMEK : Turkish Turkish

ir yükü taşımayı üstüne almak

YÜKLENMEK : Turkish Turkish

üstüne düşmek, zorlamak

YÜKLENMEK : Turkish Turkish

mec. bir şeyi yapmayı kabul etmek, üstüne almak

YÜKLETİLME : Turkish Turkish

yükletilmek eylemi

YÜKLETİLMEK : Turkish Turkish

yükletmek eylemi yapılmak

YÜKLETME : Turkish Turkish

yükletmek eylemi

YÜKLETMEK : Turkish Turkish

yüklemek eylemini yaptırmak

YÜKLEYİCİ : Turkish Turkish

yükleme eylemini yapan (kimse)

YÜKLEYİCİ : Turkish Turkish

ağır yükleri kaldırma, taşıma ya da yükleme işinde kullanılan araç

YÜKLÜ : Turkish Turkish

yükü olan

YÜKLÜ : Turkish Turkish

yapılacak işi çok olan

YÜKLÜ : Turkish Turkish

çok çalışmayı gerektiren, çetin, güç, uygun

YÜKLÜ : Turkish Turkish

çok fazla, pek çok

YÜKLÜ : Turkish Turkish

ir şeyden üzerinde çok bulunan

YÜKLÜ : Turkish Turkish

gebe, °hamile

YÜKLÜ : Turkish Turkish

çok sarhoş

YÜKLÜ : Turkish Turkish

paralı, varlıklı

YÜKLÜK : Turkish Turkish

evlerde yatak, yorgan gibi şeyler koymaya yarayan, yerli, büyük dolap ya da yatak yorgan konulan yer, yük