Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜREĞİNİ HOPLATMAK (OYNATMAK YA DA KALDIRMAK) : Turkish Turkish

heyecanlandırmak

YÜREĞİNİ PEK TUTMAK : Turkish Turkish

kendini korkuya kaptırmamak

YÜREĞİNİ SERİNLETMEK : Turkish Turkish

üzüntüsünü azaltmak

YÜREĞİNİN YAĞI (YA DA YAĞLARI) ERİMEK : Turkish Turkish

çok üzülmek

YÜREĞİNİN YAĞI (YA DA YAĞLARI) ERİMEK : Turkish Turkish

çok korkmak

YÜREK : Turkish Turkish

göğüs boşluğunda, iki akciğerin arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, °kalp

YÜREK : Turkish Turkish

herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk,°cesaret

YÜREK : Turkish Turkish

acıma duygusu

YÜREK : Turkish Turkish

kimi deyimlerde "hiçbir gizli art düşüncenin karışmamış olduğu duygu" anlamını verir

YÜREK : Turkish Turkish

ir kimsenin ruhsal yönü, gönül

YÜREK : Turkish Turkish

mide, karın, iç

YÜREK ÇARPINTISI : Turkish Turkish

yüreğin sık ve hızlı vurması

YÜREK ÇARPINTISI : Turkish Turkish

merak, kaygı, korku gibi duygular nedeniyle beliren tedirginlik

YÜREK KARASI : Turkish Turkish

işlenen bir günahtan sonra duyulan sürekli ve üzücü pişmanlık

YÜREK VERMEK : Turkish Turkish

yüreklendirmek, cesaretlendirmek

YÜREK YARASI : Turkish Turkish

üyük keder

YÜREKLENDİRİCİ : Turkish Turkish

yüreklendiren, cesaret veren

YÜREKLENDİRİLİŞ : Turkish Turkish

yüreklendirmek eylemi ya da biçimi

YÜREKLENDİRİLME : Turkish Turkish

yüreklendirilmek eylemi

YÜREKLENDİRİLMEK : Turkish Turkish

cesaret verilmek, cesaretlendirilmek

YÜREKLENDİRME : Turkish Turkish

irine yüreklilik, cesaret verme

YÜREKLENDİRMEK : Turkish Turkish

irine yüreklilik, cesaret vermek

YÜREKLENİŞ : Turkish Turkish

yüreklenmek eylemi ya da biçimi

YÜREKLENME : Turkish Turkish

yüreklilik, korkusuzluk gelme, yiğitlenme, °cesaretlenme

YÜREKLENMEK : Turkish Turkish

korkusuz duruma gelmek, yiğitlenmek, °cesaretlenmek