Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YURTLANDIRILMAK : Turkish Turkish

ir kimseye ya da topluluğa yurt sağlamak

YURTLANDIRMA : Turkish Turkish

yurtlandırmak eylemi, °iskân

YURTLANDIRMAK : Turkish Turkish

ir kimseye ya da bir topluluğa yurt sağlamak, °iskân etmek

YURTLANMA : Turkish Turkish

yurtlanmak eylemi, °iskân

YURTLANMAK : Turkish Turkish

ir yeri yurt edinmek, oraya yerleşmek

YURTLUK : Turkish Turkish

üyük ve zengin köşk, °malikâne

YURTLUK : Turkish Turkish

ir yerin gelirinin bir kimseye yalnız ölünceye kadar kullanılması koşuluyla ayrılması yöntemi

YURTSAL : Turkish Turkish

yurtla ilgili, °vatani

YURTSAMA : Turkish Turkish

yurtsamak eylemi, °daüssıla, °nostalji

YURTSAMAK : Turkish Turkish

yurdunu özlemek

YURTSEVER : Turkish Turkish

yurdunu, ulusunu büyük bir tutku ile seven, bu uğurda her türlü özveriye katlanan (kimse), °vatanperver

YURTSEVERLİK : Turkish Turkish

yurtsever olma durumu

YURTSEVERLİK : Turkish Turkish

yurtsevere yakışır davranış, °vatanperverlik

YURTSUZ : Turkish Turkish

yurdu olmayan (kimse)

YURTSUZ : Turkish Turkish

kalacak, barınacak yeri olmayan

YURTSUZLUK : Turkish Turkish

yurtsuz olma durumu

YURTTAŞ : Turkish Turkish

yurtları ya da yurt duyguları bir olanlardan her biri, °vatandaş

YURTTAŞLAR YASASI : Turkish Turkish

kişi, aile, kalıt ve eşya türesine değgin ilişkileri düzenleyen yasa, °medeni kanun

YURTTAŞLIK : Turkish Turkish

yurttaş olma, bir yurtta doğup büyüme ya da yaşamış olma durumu, °vatandaşlık

YURTTAŞLIK BİLGİSİ : Turkish Turkish

devlet ve hükümet örgütlerini, yurtaşlık ödev ve haklarını kapsayan bilgi, yurtbilgisi

YÜRÜ (MARŞ)! : Turkish Turkish

yürüyüşe başlatma komutu

YÜRÜK : Turkish Turkish

yörük

YÜRÜK : Turkish Turkish

çok ve çabuk yürüyen, iyi yol alan, hızlı giden

YÜRÜK : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu'nda otuzar kişilik ocaklar olarak rumeli'ye yerleştirilen ve savaş zamanlarında geri hizmetlerde çalıştırılan tımarlı asker

YÜRÜK AT YEMİNİ ARTIRIR : Turkish Turkish

ir işte üstün çaba gösterenler, o ölçüde bir karşılık görürler