Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜRÜK SEMAİ : Turkish Turkish

türk müziği usullerinden biri

YÜRÜKLÜK : Turkish Turkish

hızlı gitme, çabuk yürüme

YÜRÜME : Turkish Turkish

yürümek eylemi

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

adım atarak ilerlemek, gitmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

karada ya da suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

(çocuk) ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

yayan gezmek, yayan girmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

yol almak

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

ir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, °hücum etmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

gereği gibi yapılmak ya da ilerlemek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

(faiz için) hesap edilmek; işlemek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

geçmek, ilerlemek, değişmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

ölmek

YÜRÜMEK : Turkish Turkish

(bir işte) ıleri gitmek

YÜRÜNME : Turkish Turkish

yürünmek eylemi

YÜRÜNMEK : Turkish Turkish

yürümek eylemi yapılmak

YÜRÜRLÜK : Turkish Turkish

gereğinin yapılır olması durumu, °meriyet

YÜRÜRLÜKE GİRMEK : Turkish Turkish

ir yasa, bir karar, bir iş uygulanır, yapılır duruma gelmek

YÜRÜRLÜKTE OLMAK : Turkish Turkish

(yasa, karar, iş) yapılmakta, uygulanmakta olmak

YÜRÜRLÜKTEN KALDIRMAK : Turkish Turkish

uygulanmaz duruma getirmek

YÜRÜTEÇ : Turkish Turkish

yeni yürümeye başlayan çocukların çabuk yürümelerini sağlayan araç, °örümcek

YÜRÜTME : Turkish Turkish

yürütmek eylemi

YÜRÜTME : Turkish Turkish

yasaları uygulama işi, °icra

YÜRÜTME : Turkish Turkish

merkezi yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının tümü