Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YUTULMAK : Turkish Turkish

yutmak eylemi yapılmak

YUVA : Turkish Turkish

kuşların ve başka hayvanların yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek ya da yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak

YUVA : Turkish Turkish

genellikle ailenin oturduğu ev

YUVA : Turkish Turkish

ıki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu

YUVA : Turkish Turkish

kimsesizlere ya da yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer

YUVA : Turkish Turkish

kimi kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer

YUVA : Turkish Turkish

ir şeyin öğretildiği yer

YUVA : Turkish Turkish

ir şeyin çok bulunduğu yer

YUVA : Turkish Turkish

ir şeyin içinde yerleşmiş olduğu ya da yerleştirildiği oyuk

YUVA KURMAK : Turkish Turkish

evlenmek

YUVA YAPMAK : Turkish Turkish

yuva hazırlamak, yuva oluşturmak

YUVA YAPMAK : Turkish Turkish

evlenmek

YUVACI : Turkish Turkish

osmanlılarda saraydaki avcılara atmaca, şahin ve doğan sağlayan kişilere verilen ad

YUVAK : Turkish Turkish

düz toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş

YUVALAMA : Turkish Turkish

yuvalamak eylemi

YUVALAMAK : Turkish Turkish

yuva yapmak

YUVALANMA : Turkish Turkish

yuvalanmak eylemi

YUVALANMAK : Turkish Turkish

ev bark, yuva sahibi olmak, yuva kurmak

YUVALANMAK : Turkish Turkish

(askerlikte) silah, görünmeyecek bir biçimde gizlenmek

YUVALANMAK : Turkish Turkish

ir yerde birikmek, toplanmak

YUVALI : Turkish Turkish

ir yuva içinde bulunan, yuvası olan

YUVAR : Turkish Turkish

organizmadaki çeşitli sıvılarda (kan, lenf, süt) bulunan genellikle yuvarlak ya da oval küçük cisim, °küreyve

YUVAR : Turkish Turkish

yeryuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim

YUVAR YUVAR : Turkish Turkish

yuvarlanır gibi

YUVARLAK : Turkish Turkish

top ya da küre, çember biçiminde olan, °müdevver