Turkish Turkish
YUVARLANIP GİTMEK 1) : Turkish Turkish
eldeki olanaklarla geçinmek
YUVARLANIP GİTMEK 1) : Turkish Turkish
irdenbire ölmek
YUVARLANIŞ : Turkish Turkish
yuvarlanmak eylemi ya da biçimi
YUVARLANMA : Turkish Turkish
yuvarlanmak eylemi
YUVARLANMAK : Turkish Turkish
kendi üzerinde dönerek hareket etmek
YUVARLANMAK : Turkish Turkish
dökülerek düşmek
YUVARLANMAK : Turkish Turkish
yere devrilmek; düşmek
YUVARLANMAK : Turkish Turkish
ansızın, beklenmedik bir zamanda ölmek
YUVARLANMAK : Turkish Turkish
yuvarlamak işine konu olmak
YUVARLATMA : Turkish Turkish
yuvarlatmak eylemi
YUVARLATMAK : Turkish Turkish
yuvarlamak eylemini yaptırmak
YUVARÖLÇER : Turkish Turkish
özellikle optik camların küresel eğriliğini ölçmeye yarayan aygıt
YUVASINI BOZMAK : Turkish Turkish
aile düzenini dağıtmak
YUVASINI DAĞITMAK : Turkish Turkish
kurulu ev düzenini bozmak
YUVASINI YIKMAK : Turkish Turkish
irinin eşinden boşanmasına neden olmak
YUVASINI YIKMAK : Turkish Turkish
iri eşinden ayrılarak kendi aile düzenini yok etmek
YUVASIZ : Turkish Turkish
yuvası olmayan
YUVAYI YAPAN DİŞİ KUŞTUR : Turkish Turkish
ev kadınının tutumlu olması gerektiğini anlatmak için söylenir
YUVGU : Turkish Turkish
yuvak, °merdane, °silindir
YUVGULAMA : Turkish Turkish
yuvgulamak eylemi
YUVGULAMAK : Turkish Turkish
üzerinden yuvgu geçirmek
YUVGULANMA : Turkish Turkish
yuvgulanmak eylemi
YUVGULANMAK : Turkish Turkish
üzerinden yuvgu geçirilmek
YUVGULATMA : Turkish Turkish
yuvgulatmak eylemi
YUVGULATMAK : Turkish Turkish
üzerinden yuvgu geçinmesini sağlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani