Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YUYGU : Turkish Turkish

yıkanacak nesne

YÜZ : Turkish Turkish

doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren işaret, 100, c

YÜZ : Turkish Turkish

on kere on, doksan dokuzdan bir artık olan

YÜZ : Turkish Turkish

kez, kere sözcükleri ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartmalı bir biçimde anlatır

YÜZ : Turkish Turkish

aşta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, °sima, °çehre, °surat

YÜZ : Turkish Turkish

yüzey, °satıh

YÜZ : Turkish Turkish

(kesici araçlarda) keskin kenar

YÜZ : Turkish Turkish

ir şeyin ön tarafta bulunan bölümü, alnaç, °cephe

YÜZ : Turkish Turkish

ir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü

YÜZ : Turkish Turkish

yastığa geçirilen kılıf

YÜZ : Turkish Turkish

ir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş

YÜZ : Turkish Turkish

utanma

YÜZ : Turkish Turkish

irinin görülegelen ya da umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret

YÜZ : Turkish Turkish

(çıkma durumunda) nedeniyle, sebebiyle

YÜZ : Turkish Turkish

yan, taraf

YÜZ : Turkish Turkish

ir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin tümü

YÜZ : Turkish Turkish

kişi, insan

YÜZ AKI : Turkish Turkish

utanmayı gerektiren bir durumu olmama, onur

YÜZ BULMAK : Turkish Turkish

ılgi ve yakınlık görmek

YÜZ ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

gösterdiği ilgiyi kesmek

YÜZ ETMEK : Turkish Turkish

ismarlamak, havale etmek

YÜZ GERİ ETMEK : Turkish Turkish

geri dönmek

YÜZ GÖSTERMEK : Turkish Turkish

ortaya çıkmak

YÜZ GÖZ : Turkish Turkish

ütün yüz

YÜZ GÖZ OLMAK : Turkish Turkish

iriyle gereksiz yere, aşırı derecede senlibenli olmak