Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜZLÜ : Turkish Turkish

şımartılmış, yüz bulmuş (kimse)

YÜZLÜ YÜZLÜ : Turkish Turkish

utanmadan, sıkılmadan, hiç çekinmeden

YÜZLÜK : Turkish Turkish

yüz lira değerinde olan kâğıt para

YÜZLÜK : Turkish Turkish

on kuralına göre yazılmış bir tam sayıda sağdan sola doğru üçüncü basamak

YÜZLÜK : Turkish Turkish

yüzü, yüz tanesi bir arada olan

YÜZLÜK BİRİMLER BÖLÜĞÜ : Turkish Turkish

yüzden dokuz yüz doksan dokuza kadar olan sayılar bölüğü

YÜZME : Turkish Turkish

yüzmek (i, ii) eylemi: yüzme havuzu

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

kol, bacak, yüzgeç gibi organların özel hareketleriyle su yüzeyinde ya da su içinde ilerlemek, durmak

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

yüzme sporu yapmak

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

ir sıvının yüzeyinde batmadan durmak

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

derisini çıkarmak, derisini soymak

YÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

çok para istemek

YÜZNUMARA : Turkish Turkish

ayakyolu, °hela, °apteshane

YÜZÖLÇÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

ir yerin ya da bir şeyin yüzeyini ölçme, °mesaha

YÜZÖLÇÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

u ölçme sonunda ortaya çıkan miktar, °mesahai sathiye

YÜZSUYU DÖKMEK : Turkish Turkish

onurunu sarsacak kadar çok yalvarmak

YÜZSUYU, -NU : Turkish Turkish

onur, saygınlık, şeref

YÜZSÜZ : Turkish Turkish

utanmaz, sıkılmaz, çekinmez, arsız

YÜZSÜZCE : Turkish Turkish

utanmaz, sıkılmaz (bir biçimde): yüzsüzce herşeye sahip çıkıyor

YÜZSÜZLEŞME : Turkish Turkish

yüzsüzleşmek eylemi

YÜZSÜZLEŞMEK : Turkish Turkish

yüzsüz duruma gelmek, yüzsüz olmak

YÜZSÜZLEŞTİRİLME : Turkish Turkish

yüzsüzleştirilmek eylemi

YÜZSÜZLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

yüzsüz duruma getirilmek