Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜZSÜZLEŞTİRME : Turkish Turkish

yüzsüzleştirmek eylemi

YÜZSÜZLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

yüzsüz duruma getirmek

YÜZSÜZLÜK : Turkish Turkish

yüzsüz olma durumu, yüzsüzce davranış

YÜZÜ AK : Turkish Turkish

suçu ve utanılacak bir durumu olmayan

YÜZÜ AK OLSUN : Turkish Turkish

"sağ olsun" gibi iyi bir dilek olarak söylenir

YÜZÜ ASIK : Turkish Turkish

somurtkan, küskün

YÜZÜ ASILMAK : Turkish Turkish

somurtmak

YÜZÜ GÖZÜ AÇILMAK : Turkish Turkish

sıkılmaz, utanmaz bir duruma gelmek

YÜZÜ GÖZÜ AÇILMAK : Turkish Turkish

toplumsal ilişkiler kurmaya, çevresini, dünyayı tanımaya başlamak

YÜZÜ GÜLMEK : Turkish Turkish

sevinci yüzünden belli olmak

YÜZÜ GÜLMEK : Turkish Turkish

feraha kavuşmak

YÜZÜ GÜLMEK : Turkish Turkish

temiz, tertipli duruma gelmek

YÜZÜ KALMAMAK : Turkish Turkish

ir kimseden daha önce birçok ricada bulunduğu için yeni bir şey istemeye sıkılmak

YÜZÜ KARA : Turkish Turkish

utanacak bir durumu olan

YÜZÜ KARIŞMAK (ALLAK BULLAK OLMAK YA DA ALABORA OLMAK) : Turkish Turkish

can sıkıcı bir durum, yüzünden belli olmak

YÜZÜ KASAP SÜNGERİYLE SİLİNMİŞ : Turkish Turkish

hiç utanması olmayan

YÜZÜ KIZARMAK : Turkish Turkish

utanmak, sıkılmak

YÜZÜ PEK : Turkish Turkish

irine söylenmesi güç olan şeyi sıkılmadan söyleyebilen ya da kendisinden istenilen şeyleri rahatlıkla geri çevirebilen

YÜZÜ SICAK : Turkish Turkish

sevilen, hoşlanılan şeyleri nitelerken kullanılır

YÜZÜ SOĞUK : Turkish Turkish

ürkütücü

YÜZÜ YAZILI KALMAK : Turkish Turkish

kullanılmak, yenilmek için hazırlanmışken herhangi bir nedenle olduğu gibi dokunulmadan kalmak

YÜZÜ YERDE : Turkish Turkish

alçakgönüllü

YÜZÜ YERE GELMEK (GEÇMEK YA DA YÜZÜNÜN DERİSİ YERE GEÇMEK) : Turkish Turkish

çok utanmak

YÜZÜ YOK : Turkish Turkish

ir şey istemeye ya da yapmaya cesareti yok, utanıyor

YÜZÜ YUMUŞAK : Turkish Turkish

kendisinden istenilenleri geri çeviremeyen