Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜZÜCÜ : Turkish Turkish

yüzme sporu yapan kimse: milli yüzücüler madalya aldı

YÜZÜCÜ : Turkish Turkish

yüzme sporunu profesyonel olarak yapan kimse

YÜZÜCÜ : Turkish Turkish

(birini) sömüren kimse

YÜZÜCÜ : Turkish Turkish

kasaplık hayvanların derilerini yüzen kimse

YÜZÜCÜLÜK : Turkish Turkish

yüzme işi

YÜZÜK : Turkish Turkish

parmağa geçirilen genellikle metal halka

YÜZÜK : Turkish Turkish

yüzük oyunu

YÜZÜK OYUNU : Turkish Turkish

fincanlar altına yüzük saklayarak oynanılan bir oyun

YÜZÜK TAKMAK : Turkish Turkish

nişanlanmak

YÜZÜKOYUN : Turkish Turkish

yüzü yere gelerek

YÜZÜKPARMAĞI, -NI : Turkish Turkish

serçeparmaktan önceki parmak

YÜZÜKÜ GERİYE ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

evlenme sözünü geri almak, nişanı bozmak

YÜZÜLME : Turkish Turkish

yüzülmek eylemi

YÜZÜLMEK : Turkish Turkish

yüzmek eylemi yapılmak

YÜZÜLMEK : Turkish Turkish

derisi çıkarılmak

YÜZÜLMEK : Turkish Turkish

sömürülmek

YÜZÜNCÜ : Turkish Turkish

yüz sayısının sıra sıfatı; sırada doksan dokuzuncudan sonra gelen

YÜZÜNCÜLÜK : Turkish Turkish

yüzüncü olma durumu

YÜZÜNDEN : Turkish Turkish

nedeniyle,
den ötürü, sebebiyle

YÜZÜNDEN AKMAK : Turkish Turkish

(herhangi bir durum) yüzünden çok belli olmak

YÜZÜNDEN DÜŞEN BİN PARÇA OLMAK : Turkish Turkish

öfke ya da küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık olmak

YÜZÜNDEN KAN DAMLAMAK : Turkish Turkish

çok sağlıklı olmak, sağlığı yüzünün renginden belli olmak

YÜZÜNDEN OKUMAK : Turkish Turkish

ezbere değil, yazılmış kâğıttan okumak

YÜZÜNDEN OKUMAK : Turkish Turkish

herhangi bir durumu yüzünden anlamak

YÜZÜNE BAKAMAZ OLMAK : Turkish Turkish

utanç, yüreksizlik gibi nedenlerle bir kimsenin karşısına çıkamamak