Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜZÜNE BAKILACAK GİBİ (YA DA YÜZÜNE BAKILIR) : Turkish Turkish

çirkin sayılmaz, güzelce

YÜZÜNE BAKMAMAK : Turkish Turkish

önem vermemek, ilgilenmemek

YÜZÜNE BAKMAMAK : Turkish Turkish

darılmak, gücenmek

YÜZÜNE BAKMAYA KIYAMAMAK (YA DA YÜZÜNE BAKMAYA KIYILMAZ) : Turkish Turkish

(biri) çok güzel olmak

YÜZÜNE BİR DAHA BAKMAMAK : Turkish Turkish

darılıp konuşmamak

YÜZÜNE DURAMAMAK : Turkish Turkish

dayanamamak, bir isteğe hayır diyememek, kıramamak

YÜZÜNE GÖZÜNE BULAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir işi becerememek, bozmak, berbat etmek

YÜZÜNE GÜLMEK : Turkish Turkish

dostmuş gibi görünmek

YÜZÜNE GÜLMEK : Turkish Turkish

dostluk göstermek, ilgi göstermek

YÜZÜNE GÜLMEK : Turkish Turkish

(nesneler için) temiz, yeni olmak

YÜZÜNE KAN GELMEK : Turkish Turkish

sağlığı yerine gelmek, benzinin solgunluğu geçmek

YÜZÜNE TÜKÜRSELER YAĞMUR YAĞIYOR SANIR : Turkish Turkish

çok arsız ve onursuz kimseler için kullanılır

YÜZÜNE VURMAK (YA DA ÇARPMAK) : Turkish Turkish

ayıplayarak kusurunu yüzüne karşı söylemek

YÜZÜNÜ BURUŞTURMAK (YA DA EKŞİTMEK) : Turkish Turkish

yüzüne öfke ya da hoşnutsuzluk gösteren bir biçim vermek

YÜZÜNÜ GÖREN CENNETLİK : Turkish Turkish

uzun bir süre görünmeyen kimseler için söylenir

YÜZÜNÜ GÖRMEMEK : Turkish Turkish

uzun süre görmemek

YÜZÜNÜ GÖRMEMEK : Turkish Turkish

gereksinim duyulan bir şeyi özlemek, ona hasret kalmak

YÜZÜNÜ KARA ÇIKARMAK : Turkish Turkish

(birini) utandırmak

YÜZÜNÜ KIZARTMAK (YA DA YÜZÜNÜ KIZDIRMAK) : Turkish Turkish

onuruna, gururuna önem vermeden bir şey istemek, utançla, utanarak istemek

YÜZÜNÜ ŞEYTAN GÖRSÜN : Turkish Turkish

sevilmeyen bir kimseye karşı duyulan nefreti belirtmek için kullanılır

YÜZÜNÜ YAZMAK : Turkish Turkish

(gelinin) yüzünü süslemek

YÜZÜNÜ YERE GETİRMEK : Turkish Turkish

utandırmak, mahcup duruma düşürmek

YÜZÜNÜN DERİSİ KALIN : Turkish Turkish

utanması, arlanması olmayan

YÜZÜNÜZE GÜLLER : Turkish Turkish

iğrenç bir şey anlatılırken söylenir

YÜZÜP YÜZÜP KUYRUĞUNA GELMEK : Turkish Turkish

uzun sürmüş bir işi bitirmek üzere olmak