Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YÜZÜŞ : Turkish Turkish

yüzmek eylemi ya da biçimi

YÜZÜSTÜ : Turkish Turkish

yüzü yere gelecek biçimde

YÜZÜSTÜ : Turkish Turkish

aşlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda

YÜZÜSTÜ BIRAKMAK : Turkish Turkish

yapayalnız, gereken ilgiyi göstermeden kimsesiz, kötü bir durumda bırakmak

YÜZÜSTÜ BIRAKMAK : Turkish Turkish

ir işi zamanında yapmayıp savsaklamak, olduğu gibi bırakmak, ihmal etmek

YÜZÜSTÜ KALMAK : Turkish Turkish

ir iş, zamanında yapılmayıp olduğu gibi bırakılmak

YÜZYIL : Turkish Turkish

yüz yıllık süre, °asır

YÜZYIL : Turkish Turkish

ıçinde yaşanılan zaman, çağ

YÜZYIL : Turkish Turkish

milat başlangıç alınarak
100,
200,
300 vb. olarak sayılan yüz yıllık dönem

YÜZYILLIK : Turkish Turkish

yaklaşık olarak sürerliği yüz yıl olan, °asırdide

Z, Z : Turkish Turkish

türk abecesinin yirmi dokuzuncu ve son harfi. "ze" adını taşıyan bu harf, sesbilim bakımından dişeti ünsüzlerinin ötümlüsüdür

ZAAF : Turkish Turkish

düşkünlük, dayanamama

ZAAF : Turkish Turkish

ıstenç zayıflığı

ZABIN : Turkish Turkish

yoksul

ZABIN : Turkish Turkish

şaşkın, miskin

ZABIT TUTMAK : Turkish Turkish

tutanak düzenlemek

ZABIT, -PTI : Turkish Turkish

tutanak

ZABIT, -PTI : Turkish Turkish

zapt

ZABİT, -Tİ : Turkish Turkish

ütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker, subay

ZABİT, -Tİ : Turkish Turkish

yönetme gücü olan, dediğini yaptıran

ZABITA : Turkish Turkish

kentlerde güvenliği sağlamakla görevli yönetim

ZABITA : Turkish Turkish

kentin belediye ile olan temizlik, fiyat gibi işlerini kontrol etmekle görevli kişiler

ZABİTAN : Turkish Turkish

subaylar

ZABİTLİK : Turkish Turkish

zabit olma durumu

ZABITNAME : Turkish Turkish

tutanak