Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZAÇ, -ÇI : Turkish Turkish

kükürtle demir bileşimlerinden biri

ZAÇYAĞI, -NI : Turkish Turkish

derişik sülfürik asidin diğer adı, karaboya

ZADE : Turkish Turkish

oğul, °evlat

ZADE : Turkish Turkish

doğmuş

ZADEGÂN : Turkish Turkish

aristokrasi

ZAFER : Turkish Turkish

savaşta kazanılan başarı, utku

ZAFER : Turkish Turkish

ir yarışma ya da uğraşıda çaba sonunda elde edilen başarı

ZAFİYET, -Tİ : Turkish Turkish

arıklık, zayıflık

ZAFİYET, -Tİ : Turkish Turkish

dermansızlık, güçsüzlük

ZAĞ : Turkish Turkish

kılağı

ZAĞANOS : Turkish Turkish

ir cins doğan

ZAĞAR : Turkish Turkish

ir cins av köpeği

ZAĞARA : Turkish Turkish

yakanın üzerine dikilen kürk, yaka kürkü

ZAĞARCI : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu'nda padişahın av köpeklerine bakan görevli

ZAĞCI : Turkish Turkish

ileyici

ZAĞCILIK : Turkish Turkish

ileyicilik

ZAĞLAMA : Turkish Turkish

zağlamak eylemi, kılağılama

ZAĞLAMAK : Turkish Turkish

kılağılamak

ZAĞLANMA : Turkish Turkish

zağlanmak eylemi, kılağılanma

ZAĞLANMAK : Turkish Turkish

zağlamak eylemine konu olmak ya da zağlamak eylemi yapılmak, kılağılanmak

ZAĞLI : Turkish Turkish

kılağılı

ZAHİR : Turkish Turkish

açık, belli

ZAHİR : Turkish Turkish

dışyüz, görünüş

ZAHİR : Turkish Turkish

kuşkusuz, elbette, şüphesiz

ZAHİR : Turkish Turkish

görünüşe göre, anlaşılan, meğer