Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZARAR ETMEK : Turkish Turkish

alışverişte elindekinin bir bölümünü boşuna elden çıkarmak, yitirmek

ZARAR GELMEK : Turkish Turkish

kötülük gelmek

ZARAR GÖRMEK : Turkish Turkish

kötü sonuca uğramak: çiçekler dondan çok zarar gördü

ZARAR VERMEK : Turkish Turkish

kötülük etmek, kötü etki yapmak

ZARARA UĞRAMAK : Turkish Turkish

kötü bir durumla karşılaşmak

ZARARDA OLMAK : Turkish Turkish

alışverişte kâr elde edememek

ZARARDA OLMAK : Turkish Turkish

kötü duruma düşmek

ZARARI DOKUNMAK : Turkish Turkish

kötülüğe uğratmak, kötülük etmek: bu hayvanın kimseye zararı dokunmaz

ZARARI OLMAK : Turkish Turkish

kötü sonuç vermek

ZARARI OLMAMAK : Turkish Turkish

kötü sonuç vermemek, kötülüğe yol açmamak

ZARARI YOK : Turkish Turkish

özür dileyenlere karşılık olarak bığaşlandığını bildirmek için söylenir

ZARARINA : Turkish Turkish

zarar ederek

ZARARLI : Turkish Turkish

zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, °muzır, °tahripkâr: eroin, kokain zararlı maddelerdir

ZARARLI ÇIKMAK : Turkish Turkish

ir işin sonunda değerli sanılan kimi şeyleri yitirmek

ZARARLI OLMAK : Turkish Turkish

zararı dokunmak

ZARARSIZ : Turkish Turkish

zarar vermeyen, zararı dokunmayan

ZARARSIZ : Turkish Turkish

oldukça iyi

ZARF : Turkish Turkish

kap, kılıf, sarma

ZARF : Turkish Turkish

ıçine mektup ya da başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese

ZARF : Turkish Turkish

ıçine fincan ya da bardak oturtulan metal kap

ZARFÇI : Turkish Turkish

tenha bir yolda yere zarf bırakan, sonra da zarfı bulup alan kimseyi suçlayarak ondan para alan hırsız, papelci

ZARFÇILIK : Turkish Turkish

yere zarf atarak bulanı soyma yoluyla yapılan hırsızlık, papelcilik

ZARFINDA : Turkish Turkish

elli bir sürede, belli bir süre içinde

ZARFLAMA : Turkish Turkish

zarflamak eylemi

ZARFLAMAK : Turkish Turkish

zarf içine koymak