Turkish Turkish
ZATEN : Turkish Turkish
doğrusu, doğrusunu isterseniz, aslında, °esasen
ZATİ : Turkish Turkish
kendine özgü, kişiye değgin, kişisel, özel
ZATÜLCENP : Turkish Turkish
akciğer zarı yangısı, satlıcan
ZATÜLKÜRSİ : Turkish Turkish
altı kardeş takımyıldızı
ZATÜRREE : Turkish Turkish
sancı, ateş ve öksürükle beliren, tehlikeli bir akciğer yangısı, batar
ZAVALLI : Turkish Turkish
acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz
ZAVALLI : Turkish Turkish
gücü bir şeye yetmeyen, °âciz
ZAVALLILIK : Turkish Turkish
zavallı olma durumu
ZAVİYE : Turkish Turkish
köşe
ZAVİYE : Turkish Turkish
anlayış, görüş
ZAVİYE : Turkish Turkish
açı
ZAVİYE : Turkish Turkish
küçük tekke
ZAYİ ETMEK : Turkish Turkish
yitirmek, kaybetmek: kimliğimi zayi ettim
ZAYİ OLMAK : Turkish Turkish
yitmek, kaybolmak
ZAYİ, -İ : Turkish Turkish
yitmiş, kaybolmuş olan yitik, kayıp
ZAYİ, -İ : Turkish Turkish
yok olmuş, elden çıkmış, °mahvolmuş
ZAYİ, -İ : Turkish Turkish
ışe yaramayan, yararsız, boş
ZAYİ, -İ : Turkish Turkish
kaybolma, yitme, °zarar, °ziyan
ZAYİAT VERDİRMEK : Turkish Turkish
kayba uğratmak, zarar ziyan vermek
ZAYİAT VERMEK : Turkish Turkish
kayba uğramak, zarar ziyan görmek: düşman ordusu çok zayiat verdi
ZAYİAT, -TI : Turkish Turkish
yitikler, kayıplar
ZAYİÇE : Turkish Turkish
yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge
ZAYIF : Turkish Turkish
(ınsan, hayvan için) eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık
ZAYIF : Turkish Turkish
işlevini, görevini yapacak yeterli gücü olmayan
ZAYIF : Turkish Turkish
sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani