Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZAYIF : Turkish Turkish

ilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz

ZAYIF : Turkish Turkish

kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan

ZAYIF : Turkish Turkish

önemli, güvenilir olmayan

ZAYIF : Turkish Turkish

enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan

ZAYIF DÜŞMEK : Turkish Turkish

zayıflamak

ZAYIF DÜŞMEK : Turkish Turkish

güçsüzleşmek

ZAYIF DÜŞÜRMEK : Turkish Turkish

güçsüz duruma getirmek

ZAYIF NAHİF : Turkish Turkish

çok zayıf

ZAYIFLAMA : Turkish Turkish

zayıflamak eylemi

ZAYIFLAMA : Turkish Turkish

sayrılık, besinsizlik ya da rejimle şişmanlığın azalması

ZAYIFLAMAK : Turkish Turkish

zayıf duruma gelmek

ZAYIFLATICI : Turkish Turkish

zayıflamaya neden olan

ZAYIFLATMA : Turkish Turkish

zayıflatmak eylemi

ZAYIFLATMAK : Turkish Turkish

zayıf olmasına yol açmak

ZAYIFLAYIŞ : Turkish Turkish

zayıflamak eylemi ya da biçimi

ZAYIFLIK : Turkish Turkish

zayıf olma durumu

ZEAMET, -Tİ : Turkish Turkish

tımar

ZEBAN : Turkish Turkish

dil, lisan

ZEBANİ : Turkish Turkish

cehennem bekçisi

ZEBANİ : Turkish Turkish

zebella

ZEBANZET : Turkish Turkish

söylenen, söylenir olan, herkesçe kullanılan (söz)

ZEBELLA : Turkish Turkish

çok iriyarı kimse

ZEBERCET : Turkish Turkish

sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, °krizolit

ZEBRA : Turkish Turkish

tekparmaklılardan, ata benzeyen, derisi çizgili, afrika'da yaşayan memeli hayvan (equus zebırra)

ZEBUN : Turkish Turkish

güçsüz, zayıf, °âciz