Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZEMBİL : Turkish Turkish

hasırdan örülmüş kulplu torba

ZEMBİLOTU, -NU : Turkish Turkish

uğdaygillerden, ayrıkotuna benzeyen, çorak yerlerde yetişen bitki (briza)

ZEMHERİ : Turkish Turkish

kışın en şiddetli zamanı, karakış

ZEMHERİ ZÜRAFASI (GİBİ) : Turkish Turkish

kışın ince giysi ile gezenler için söylenir

ZEMİN : Turkish Turkish

taban, döşeme, yer

ZEMİN : Turkish Turkish

kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo gibi desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk

ZEMİN : Turkish Turkish

temel, dayanak

ZEMİN : Turkish Turkish

yeryüzü, dünya: zemini türlü çiçekle süsledi bahar

ZEMİN HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

uygun ortam yaratmak

ZEMİN KATI : Turkish Turkish

yerkatı

ZEMİN VE ZAMANA UYGUN : Turkish Turkish

konuya, içinde bulunulan koşullara uygun

ZEMİNLİK : Turkish Turkish

yeraltı barınağı

ZEMMETME : Turkish Turkish

zemmetmek eylemi

ZEMMETMEK : Turkish Turkish

yermek, kınamak, kötülemek, çekiştirmek

ZEMZEM : Turkish Turkish

kâbe yakınında bulunan bir kuyu

ZEMZEM : Turkish Turkish

u kuyunun müslümanlarca kutsal sayılan suyu

ZEMZEM KUYUSUNA İŞEMEK : Turkish Turkish

adı anılsın diye herkesi iğrendirip kızdıran kötü bir iş yapmak

ZEN : Turkish Turkish

japonya'da xii. yüzyıldan beri yayılmış olan buda mezhebi

ZEN BUDİZMİ : Turkish Turkish

ütün metafizik kavramların, usun ürünü sayıldığı ve insan usunun din yaşamına en büyük engel görüldüğü mezhep

ZENCEFİL : Turkish Turkish

zencefilgillerden, hindistan ve malezya'da yetişen bir bitki (zingiber oflicinale)

ZENCEFİL : Turkish Turkish

u bitkiden elde edilen ve baharat olarak kullanılan toz

ZENCEFİLGİLLER : Turkish Turkish

irçeneklilerden, zencefil, kakule, zerdeçal gibi ıtırlı bitkileri içine alan bir familya

ZENCİ : Turkish Turkish

siyah ırktan olan kimse, °siyahi

ZENCİ : Turkish Turkish

fellah, arap'

ZENDOST : Turkish Turkish

kadıncıl