Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZENGİN : Turkish Turkish

parası, malı çok olan, varlıklı, varsıl

ZENGİN : Turkish Turkish

yararlı ya da kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan

ZENGİN : Turkish Turkish

verimli

ZENGİN : Turkish Turkish

gösterişli, pahalı

ZENGİN ARABASINI DAĞDAN AŞIRIR, FAKİR DÜZ OVADA YOLUNU ŞAŞIRIR : Turkish Turkish

zengin, para gücüyle güçlükleri yenerken, yoksul, parasızlık nedeniyle en kolay bir işi bile başaramaz

ZENGİN KAFİYE : Turkish Turkish

dizelerdeki uyaklarda ikiden çok ses arasındaki uyumluluk

ZENGİN OLMAK : Turkish Turkish

çok mal ve para edinmek

ZENGİNERKİ, -Nİ : Turkish Turkish

varsılerki, °plutokrasi

ZENGİNİN MALI ZÜĞÜRDÜN ÇENESİNİ YORAR : Turkish Turkish

irinin zenginliğinden çok söz etmenin gereksizliğini, yersizliğini belirtmek için söylenir

ZENGİNLEME, ZENGİNLEŞME : Turkish Turkish

zengin duruma gelme

ZENGİNLEMEK, ZENGİNLEŞMEK : Turkish Turkish

zengin duruma gelmek

ZENGİNLEŞTİRME : Turkish Turkish

zenginleştirmek eylemi

ZENGİNLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

zengin duruma getirmek, zenginleşmesini sağlamak

ZENGİNLİK : Turkish Turkish

zengin olma durumu, varsıllık

ZENNE : Turkish Turkish

kadın (eşyası)

ZENNE : Turkish Turkish

ortaoyununda kadın rolüne çıkan erkek oyuncu

ZENNECİ : Turkish Turkish

kadın eşyası satan kimse

ZENNELİK : Turkish Turkish

zenne rolü

ZENNELİK : Turkish Turkish

kadınlara yarar (eşya)

ZENNEYE ÇIKMAK : Turkish Turkish

ortaoyununda erkek oyuncu, kadın rolüne çıkmak

ZEPHİYE : Turkish Turkish

kesimevinde kesilen hayvanlar için kasapların ödedikleri vergi

ZEPLİN : Turkish Turkish

çoğunlukla hidrojen ya da helyumla şişirilmiş güdümlü balon

ZER : Turkish Turkish

altın

ZERDALİ : Turkish Turkish

kayısı ağacının küçük meyveli bir türü (prunus armeniaca)

ZERDALİ : Turkish Turkish

u ağacın acı çekirdekli meyvesi