Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZIBARMAK : Turkish Turkish

ölmek, gebermek

ZIBARMAK : Turkish Turkish

uyumak, çok içip sızmak

ZİBİDİ : Turkish Turkish

gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan

ZİBİDİ : Turkish Turkish

yersiz ve zamansız davranışları olan (kimse)

ZİBİDİLİK : Turkish Turkish

zibidi olma durumu

ZIBIN : Turkish Turkish

ebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan kısa ve kollu giysi

ZIBIN : Turkish Turkish

kolsuz giysi

ZIDDINA BASMAK ( YA DA BİR ŞEY BİRİNİN ZIDDINA GİTMEK) : Turkish Turkish

sinirlendirmek, sinirini bozmak

ZIDDİYET, -Tİ : Turkish Turkish

karşıtlık, birbirine zıt olma durumu

ZIDDİYET, -Tİ : Turkish Turkish

sevişmezlik, geçimsizlik, çekememezlik

ZİFAF : Turkish Turkish

gerdeğe girme, gerdek

ZİFİR : Turkish Turkish

tütün dumanının bıraktığı yağlı kir

ZİFİR : Turkish Turkish

karanlık

ZİFİR GİBİ : Turkish Turkish

çok karanlık

ZİFİRİ : Turkish Turkish

zifir gibi kara, çok kara

ZİFİRİ KARANLIK : Turkish Turkish

çok karanlık

ZİFOS : Turkish Turkish

yerden sıçrayan çamur

ZİFOS : Turkish Turkish

yararsız, boş

ZİFT GİBİ : Turkish Turkish

çok acı

ZİFT YESİN ( YA DA ZİFTİN PEKİNİ YESİN) : Turkish Turkish

ne yerse yesin anlamında öfke sözü

ZİFT, -Tİ : Turkish Turkish

katran ve diğer organik maddelerin buharlaşmasından ya da damıtılmasından elde edilen, kolay kırılan, az ısı ile ergiyen, katı, siyah, parlak madde, kara sakız

ZİFTLEME : Turkish Turkish

ziftlemek eylemi

ZİFTLEMEK : Turkish Turkish

zift sürmek, ziftle kaplamak

ZİFTLENME : Turkish Turkish

ziftlenmek eylemi

ZİFTLENMEK : Turkish Turkish

zift sürülmek, ziftle kaplanmak