Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ABANMAK : Turkish Turkish

güç vererek direnmek, bastırmak

ABANMAK : Turkish Turkish

irine yük olarak onun sırtından geçinmeye bakmak

ABANOZ : Turkish Turkish

sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı

ABANOZ : Turkish Turkish

abanozgillerin ağır, sert ve kara renkli kerestesi

ABANOZ : Turkish Turkish

u keresteden yapılmış

ABANOZ GİBİ : Turkish Turkish

kapkara

ABANOZ GİBİ : Turkish Turkish

çok sert

ABANOZ KESİLMEK : Turkish Turkish

sertleşerek dayanıklılığı artmak

ABANOZ KESİLMEK : Turkish Turkish

kirden matlaşmak, rengini kaybetmek

ABANOZGİLLER : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen ve kerestesine abanoz denilen bir bitki familyası

ABARTI : Turkish Turkish

ir şeyi olduğundan büyük ya da çok gösterme, °mübalağa

ABARTICI : Turkish Turkish

ir şeyi olduğundan büyük ya da çok gösterme huyunda olan (kimse), abartmacı, °mübalağacı

ABARTICI : Turkish Turkish

abartma etkisi yapan

ABARTICILIK : Turkish Turkish

abartıcı olma durumu, abartıcılık, °mübalağacılık

ABARTILI : Turkish Turkish

abartısı olan, mübalağalı

ABARTILMAK : Turkish Turkish

abartmak eylemine konu olmak, °mübalağa edilmek

ABARTISIZ : Turkish Turkish

yadırgatıcı olmayan, abartmasız, °mübalağasız

ABARTMA : Turkish Turkish

abartmak eylemi, °mübalağa

ABARTMACI : Turkish Turkish

abartıcı

ABARTMACILIK : Turkish Turkish

abartıcılık

ABARTMAK : Turkish Turkish

ir şeyi olduğundan büyük ya da çok göstererek anlatmak, °mübalağa etmek

ABARTMALI : Turkish Turkish

olduğundan büyük gösterilmiş, aşırı belirginleştirilmiş, abartısı olan, abartılı

ABARTMASIZ : Turkish Turkish

yadırgatıcı olmayan, abartısız, mübalağasız

ABAŞO : Turkish Turkish

alt, alttaki, aşağı

ABAT : Turkish Turkish

ayındır, °mamur