Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BIÇAKLAMAK : Turkish Turkish

ıçakla kesmek

BIÇAKLAMAK : Turkish Turkish

ıçakla yaralamak

BIÇAKLANMAK : Turkish Turkish

ıçaklamak eylemine konu olmak

BIÇAKLI : Turkish Turkish

ıçağı olan

BIÇAKLIK : Turkish Turkish

ıçak koyacak yer

BIÇAKLIK : Turkish Turkish

ıçak yapmaya elverişli (maden)

BİÇARE : Turkish Turkish

umarsız, çaresiz, zavallı (kimse)

BİÇARELİK : Turkish Turkish

içare olma durumu; zavallılık, çaresizlik

BİÇEM : Turkish Turkish

her kişinin duygularını, düşüncelerini dile getirme tarzı, yazma ya da ifade biçimi, °üslup, °stil

BİÇEM : Turkish Turkish

ir sanatçıya, bir çağa ya da bir ülkeye özgü, teknik, renk, söyleyiş ve biçimlendirme özelliği, °üslup, °tarz, °stil

BİÇEMBİLİM : Turkish Turkish

dilde sözcük ve sözdizimiyle deyiş, anlatım, biçem arasındaki ilişkileri konu alan, biçemleri inceleyen bilim dalı, °stilistlik

BİÇEMBİLİMSEL : Turkish Turkish

içembilimle ilgili, °stilistik

BİÇEMCİ : Turkish Turkish

içeme önem veren, biçemde usta olan, biçemine özenen, °üslupçu

BİÇEMCİLİK : Turkish Turkish

içeme önem verme,

BİÇEMLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

doğal bir biçimi yalınlaştırarak ya da estetik amaçlarla değiştirerek yorumlamak, üsluplaştırmak

BİÇEMLİ : Turkish Turkish

elli bir biçemi olan

BİÇEMLİLİK : Turkish Turkish

içemli olma durumu

BİÇEMSEL : Turkish Turkish

içemle ilgili

BİÇEMSİZ : Turkish Turkish

elirli bir biçemi olmayan

BİÇEMSİZLİK : Turkish Turkish

içemsiz olma durumu

BİÇERBAĞLAR : Turkish Turkish

ekini hem biçen, hem de bağlam durumuna getiren makine

BİÇERDÖVER : Turkish Turkish

ekini biçen, döven, taneleri kabaca temizleyerek ayıran ve depolayan makine

BİÇEREZER : Turkish Turkish

yem bitkilerini biçen ve ezen tarım makinesi

BICI BICI : Turkish Turkish

yıkanma

BICI BICI BICI BICI YAPMAK : Turkish Turkish

yıkanmak