Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BİLDİRMEK : Turkish Turkish

herhangi bir durum ya da şeyi birine haber vermek

BİLDİRMEK : Turkish Turkish

herhangi bir konuda bilgi vermek, açıklama yapmak

BİLDİRMEK : Turkish Turkish

anlatmak, ifade etmek

BİLE : Turkish Turkish

irlikte

BİLE : Turkish Turkish

aynı zamanda,
de

BİLE BİLE : Turkish Turkish

ilerek, isteyerek, önceden tasarlayarak, °kasten

BİLE BİLE LADES : Turkish Turkish

kötü bir durumu
öyle gerektiği için- kabullenmiş görünme, bilerek aldanmış görünme

BİLECE : Turkish Turkish

irlikte, beraber

BİLECEN : Turkish Turkish

her şeyi bilen, her şeyden anlayan

BİLECEN : Turkish Turkish

ilgiçlik taslayan, °ukala

BİLECENLİK : Turkish Turkish

ilecen olma durumu

BİLEĞİ : Turkish Turkish

kesici araçları bilemek için kullanılan aygıt

BİLEĞİTAŞI, -NI : Turkish Turkish

ıçak, çakı, makas gibi kesici araçları bilemekte kullanılan bir tür taş

BİLEK : Turkish Turkish

elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

BİLEK : Turkish Turkish

güç, kuvvet

BİLEK DAMARI : Turkish Turkish

nabız

BİLEK GİBİ : Turkish Turkish

(saç ya da akarsu için) gür, kalın

BİLEK GÜCÜ : Turkish Turkish

kol kuvveti

BİLEK KUVVETİ : Turkish Turkish

eden kuvveti, kol kuvveti

BİLEK YAPMAK ( YA DA GÜREŞİ YAPMAK) : Turkish Turkish

karşılıklı iki kişi dirseklerini dayayarak birbirlerinin bileğini bükmek

BİLEKİNE GÜVENMEK : Turkish Turkish

gücüne ya da hünerine güvenmek

BİLEKİNE KADAR ( YA DA BİLEKLERİNE KADAR) : Turkish Turkish

(çamur, kar için) ayakları içine gömülecek biçimde

BİLEKİNE KADAR ( YA DA BİLEKLERİNE KADAR) : Turkish Turkish

(giysi eteği için) yalnız ayaklar görünecek kadar (uzun)

BİLEKİNİN HAKKI İLE : Turkish Turkish

kendi gücü ve kendi çalışması ile

BİLEKLİK : Turkish Turkish

oyunlarda bileğin incinmesini önlemek için bileğe takılan meşin sargı