Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BİLLURLAŞMAK : Turkish Turkish

illur durumuna gelmek, billur durumunda yoğunlaşmak, kristalleşmek

BİLLURLAŞMAK : Turkish Turkish

elirgin duruma gelmek, netlik kazanmak

BİLLURLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

illur durumuna getirmek

BİLLURLU : Turkish Turkish

ıçinde billur bulunan

BİLLURSU : Turkish Turkish

illura benzeyen, billuru andıran, °kristaloit

BİLLURSU : Turkish Turkish

diyalize uğrayarak çözümlenen madde, "koloit" karşıtı

BİLME : Turkish Turkish

ilmek eylemi

BİLME : Turkish Turkish

ir şeyin ne olduğunun bilincine varma

BİLME : Turkish Turkish

ilgi edinmenin erek ve sonucu

BİLME YİTİMİ 1. : Turkish Turkish

gördüğünü tanıyamama sayrılığı

BİLMECE : Turkish Turkish

ir şeyin adını anmadan, niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı, dinleyene ya da okuyana bırakan oyun, °muamma

BİLMECE : Turkish Turkish

ilinmeyen şey, °muamma

BİLMECE ÇÖZMEK : Turkish Turkish

ilmecenin yanıtını bulmak

BİLMECE GİBİ KONUŞMAK : Turkish Turkish

kapalı, anlaşılmaz konuşmak

BİLMEDEN 1) : Turkish Turkish

ilmeyerek

BİLMEDEN 1) : Turkish Turkish

sonucun ne olacağını kestiremeden

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

ir şeyi anlamış ya da öğrenmiş bulunmak

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

ir bilim ya da sanat dalında yeterli olmak

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

ir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

tanımak, anımsamak

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

sanmak, varsaymak, farz etmek, emin olmak, tahmin etmek

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

anlamak

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

sorumlu tutmak

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

ınanmak

BİLMEK, -İR : Turkish Turkish

kimi vakit "işine gelmek", "uygun bulmak" anlamında da kullanılır