Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ABONMAN : Turkish Turkish

ir satıcı ya da kamu kuruluşuyla alıcılar arasında yapılan anlaşma, sürdürüm

ABONMAN : Turkish Turkish

kent içinde kullanılan otobüs bileti

ABORDA : Turkish Turkish

ir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye ya da bir rıhtıma yanını vererek yanaşması

ABORDA ETMEK : Turkish Turkish

(gemi için) yanlamasına yanaşmak

ABOSA : Turkish Turkish

gemide hareket halindeki halatın ya da zincirin bir an durdurulması için verilen komut

ABRA : Turkish Turkish

teraziyi denklemek için, hafif gelen kefeye konulan ağırlık

ABRA : Turkish Turkish

ir değiş tokuşta üste verilen şey

ABRAMAK : Turkish Turkish

(deniz taşıtları için) yönetmek, idare etmek

ABRAN : Turkish Turkish

hayvanların yemlerinden yemeyip ayırdıkları iri saman parçaları

ABRAŞ : Turkish Turkish

çilli, çopur yüzlü, açık renk gözlü, çapar, akşın, °albino

ABRAŞ : Turkish Turkish

(bitki yapraklarında) klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan

ABRAŞ : Turkish Turkish

alaca benekli

ABRIL : Turkish Turkish

nisan

ABSTRAKSİYONİZM : Turkish Turkish

soyutçuluk

ABSTRE : Turkish Turkish

soyut, "somut" karşıtı, °mücerret

ABSÜRD : Turkish Turkish

saçma, °abes

ABSÜRD TİYATRO : Turkish Turkish

yüzyılda insanın yaşama, doğaya olan uyumsuzluğunu, doğadan kopmuşluğunu yeni bir öz ve biçimle sezdiren tiyatro türü

ABU (ABO YA DA ABOV) : Turkish Turkish

şaşma ve korku bildirir

ABUHAVA : Turkish Turkish

`su, ' arapça hava ) esk. ıklim

ABUK SABUK : Turkish Turkish

akla, mantığa uymayan, düşünmeden söylenen, saçma sapan (söz)

ABULLABUT : Turkish Turkish

hantal, kaba ve anlayışsız (kimse)

ABUR CUBUR : Turkish Turkish

sırası, tadı, yararlığı gözetilmek-sizin rasgele yenen şeyler

ABUR CUBUR : Turkish Turkish

saçma sapan

ABUS : Turkish Turkish

asık suratlı, somurtkan (kimse)

ABUS : Turkish Turkish

somurtkan, çatık, asık (yüz)