Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BIRAKMAK : Turkish Turkish

eski durumunu değiştirmemek

BIRAKMAK : Turkish Turkish

saklamak, artırmak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

ir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek

BIRAKMAK : Turkish Turkish

engel olmamak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

sarkıtmak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

(ölen, ayrılan birinden iş, nesne vb.) kalmak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

ir alışkanlıktan ya da bir işten vazgeçmek

BIRAKMAK : Turkish Turkish

uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

(bıyık ya da sakal) uzatmak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

özgürlük vermek

BIRAKMAK : Turkish Turkish

oşamak

BIRAKMAK : Turkish Turkish

kötü bir durumda terk etmek

BIRAKMAK : Turkish Turkish

ayrılmak; terk etmek

BIRAKMAK : Turkish Turkish

sınıf geçirmemek, döndürmek

BIRAKTIRMAK : Turkish Turkish

ırakmasını sağlamak, bırakma-sına yol açmak

BİRAZ : Turkish Turkish

kısa bir süre için

BİRAZCIK : Turkish Turkish

pek az, çok az

BİRAZDAN : Turkish Turkish

az sonra

BİRBİRİ İÇİN YARATILMIŞ OLMAK : Turkish Turkish

irbiriyle çok iyi anlaşmak

BİRBİRİ, -Nİ : Turkish Turkish

karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu

BİRBİRİ, -Nİ : Turkish Turkish

iri diğerinin yanı sıra, ardından

BİRBİRİNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

araları açılmak, aralarında anlaşmazlık çıkmak

BİRBİRİNE GİRMEK : Turkish Turkish

(iplik, yün, saç vb. için) çok dolaşmak

BİRBİRİNE GİRMEK : Turkish Turkish

kavga etmek, dövüşmek

BİRBİRİNE GİRMEK : Turkish Turkish

karışmak