Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

BİRLİK : Turkish Turkish

elli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek

BİRLİK : Turkish Turkish

askerlikte bölük, tabur, alay gibi bir bütün sayılan topluluk

BİRLİK : Turkish Turkish

konunun bir anadüşünce çevresinde toplanması

BİRLİK : Turkish Turkish

ölünmezliği içeren yalın bütün

BİRLİK : Turkish Turkish

en büyük değerdeki nota, dört dörtlük

BİRLİK : Turkish Turkish

ir taneden oluşmak, bir tane alabilen

BİRLİK OLMAK : Turkish Turkish

ir iş yapmak için anlaşmak

BİRLİKÇİ : Turkish Turkish

irlikten yana olan, birlik yanlısı

BİRLİKTE : Turkish Turkish

ir arada, beraberce

BİRLİKTE : Turkish Turkish

yanında, beraberinde

BİRLİKTELİK : Turkish Turkish

irlikte bir arada bulunma durumu, beraberlik

BİRSAM : Turkish Turkish

sanrı

BİRTAKIM : Turkish Turkish

elirsiz olarak çokluğu anlatır (nitelediği ad çoğul durumunda olur), kimi, °bazı

BİRTERİMLİ : Turkish Turkish

aralarında yalnız çarpma, bölme, kuvvete yükseltme, kök alma işlemleri yapılacak olan (nicelikleri gösteren terim)

BİS : Turkish Turkish

konserin sonunda dinleyicinin icracıdan ısrarla istediği ek parça

BİSEKSÜEL : Turkish Turkish

hem erkek hem de dişi cinsiyeti bulunan

BİSİKLET HAREKETİ : Turkish Turkish

ayakları bisiklet pedali çeviriyormuşçasına devindirerek yapılan beden hareketi

BİSİKLET, -Tİ : Turkish Turkish

tekerleğin ayakla çevrilmesiyle hareket eden iki tekerlikli taşıt, çiftteker

BİSİKLETÇİ : Turkish Turkish

isiklet sporu yapan kimse, çifttekerci

BİSİKLETÇİ : Turkish Turkish

isiklet satan, kiralayan, onaran kimse, çifttekerci

BİSİKLETÇİLİK : Turkish Turkish

isikletle yapılan spor, çifttekercilik

BİSİKLETÇİLİK : Turkish Turkish

isikleti satma, kiralama ya da onarma işi

BİSİKLETLİ : Turkish Turkish

isiklete binmiş, bisikleti olan

BİSKÜVİ, -Yİ : Turkish Turkish

un, süt, şeker ya da tuzla yapılan, uzun süre dayanabilen, ince, gevrek bir tür kurabiye

BİSKÜVİ, -Yİ : Turkish Turkish

seramikçilikte mat görünüşlü, sırsız ve emayesiz pişmiş hamur