Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BİSMİLLAH : Turkish Turkish

"tanrı'nın adı ile" anlamında, bir işe başlarken söylenen ya da şaşırma, korku gibi duyguları belirten söz

BİŞON : Turkish Turkish

genellikle uzun, beyaz tüylü ufak yapılı süs köpeği

BİSTURİ : Turkish Turkish

neşter

BİT KADAR : Turkish Turkish

en küçük, en ufak, çok küçük

BİT, -Tİ : Turkish Turkish

yarımkanatlılar alttakımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan ufak böcek, °kehle (pediculus)

BİTAP : Turkish Turkish

itkin, yorgun

BİTAP DÜŞMEK : Turkish Turkish

çok yorulmak, yorgun düşmek

BİTARAF : Turkish Turkish

yansız, tarafsız

BİTARAFLIK : Turkish Turkish

yansız olma durumu, yansızca davranış

BİTEK : Turkish Turkish

ol ve iyi bitki yetiştiren, verimli (toprak), °mümbit

BİTELGE : Turkish Turkish

toprağın bitki yetiştirme gücü

BİTEVİYE : Turkish Turkish

aynı biçimde, sürekli olarak, bidüziye

BİTEVİYELİK : Turkish Turkish

aynı biçimde sürüp gitme durumu

BİTEY : Turkish Turkish

ir bölgede yetişen bitkilerin tümü, bitki örtüsü, °flora

BİTEYCİ : Turkish Turkish

ir bölgede yetişen bitki türlerini inceleyen bitkibilimci, °floracı

BİTİ KANLANMAK : Turkish Turkish

para ve varlık yönünden güçlenmek

BİTİK : Turkish Turkish

yorgunluk ya da hastalıktan gücü kalmamış

BİTİK : Turkish Turkish

durumu kötü, °fena

BİTİKLİK : Turkish Turkish

itik olma durumu

BİTİM : Turkish Turkish

itmek eylemi

BİTİM : Turkish Turkish

son, uç, °nihayet, °münteha

BİTİMLİ : Turkish Turkish

sonu olan, sonlu

BİTİMSİZ : Turkish Turkish

sonu olmayan, sınırlandırılıp belirlenemeyen, °namütenahi

BİTİRİLMEK : Turkish Turkish

itirmek eylemine konu olmak

BİTİRİM : Turkish Turkish

çok hoşa giden (kimse, yer)