Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ABUZAMBAK : Turkish Turkish

abuk sabuk

AC : Turkish Turkish

aktinyum'un simgesi

AÇ AÇ : Turkish Turkish

aç olarak

AÇ AÇIK KALMAK : Turkish Turkish

yoksulluk içinde, evsiz barksız kalmak

AÇ AÇINA : Turkish Turkish

aç olarak, bir şey yemeden

AÇ AYI OYNAMAZ : Turkish Turkish

kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir

AÇ BİLAÇ : Turkish Turkish

aç ve bakımsız

AÇ BIRAKMAK : Turkish Turkish

yiyecek vermemek ya da karnını doyurmasına engel olmak

AÇ DOYURMAK : Turkish Turkish

yoksulları beslemek

AÇ GEZMEKTENSE TOK ÖLMEK YEĞDİR : Turkish Turkish

yoksulluk ölümden de beterdir

AÇ KALMAK : Turkish Turkish

karnını doyuramamak

AÇ KALMAK : Turkish Turkish

yoksulluğa düşmek

AÇ KARNINA : Turkish Turkish

mide boşken, henüz bir şey yiyip içmemişken

AÇ KURT GİBİ (YEMEK, ÜŞÜŞMEK YA DA SALDIRMAK) : Turkish Turkish

üyük bir istekle

AÇ SUSUZ KALMAK : Turkish Turkish

yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek, yoksul düşmek ya da dağda, olumsuz ortamda sığınaksız kalmak

AÇ TAVUK KENDİNİ ARPA AMBARINDA SANIR : Turkish Turkish

insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak düşler kurar

AÇ, -ÇI : Turkish Turkish

yemek yeme gereksinimi olan ya da yemesi gereken, "tok" karşıtı

AÇ, -ÇI : Turkish Turkish

yiyecek bulamayan, yoksul kimse

AÇ, -ÇI : Turkish Turkish

gözü doymaz, °haris

AÇ, -ÇI : Turkish Turkish

çok istekli, çok hevesli

AÇ, -ÇI : Turkish Turkish

tatminsiz, tatmin olmamış, doyumsuz

AÇ, -ÇI : Turkish Turkish

karnı doymamış, beş parasız, yoksul

ACABA : Turkish Turkish

merak, kararsızlık ya da kuşku anlatır

AÇACAK : Turkish Turkish

açmaya yarayan araç

AÇACAK : Turkish Turkish

anahtar