Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BÖBREK : Turkish Turkish

kandaki zararlı maddeleri süzen, sidik salgılayan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organlardan her biri

BÖBREKSİ : Turkish Turkish

öbrek biçiminde olan

BÖBREKÜSTÜBEZİ, -Nİ : Turkish Turkish

öbreklerin üstünde bulunan hormon niteliğinde salgısı olan bez

BÖBÜR : Turkish Turkish

memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (hyrax syriensis)

BÖBÜR BÖBÜR BÖBÜRLENMEK : Turkish Turkish

çok böbürlenmek

BÖBÜRLENİŞ : Turkish Turkish

öbürlenmek eylemi ya da biçimi

BÖBÜRLENMEK : Turkish Turkish

övünerek kabarmak, kurulmak

BÖBÜRTÜ : Turkish Turkish

öbürlenme

BOCA : Turkish Turkish

geminin rüzgâr almayan yanı, "rüzgâr altı", "orsa" ya da "rüzgâr üstü" karşıtı, °poca

BOCA ALABANDA : Turkish Turkish

oca etme komutu

BOCA ETMEK : Turkish Turkish

geminin başını bocaya çevirmek

BOCA ETMEK : Turkish Turkish

(birden çevirip) boşaltmak, dökmek

BOCALAMAK : Turkish Turkish

(gemi) rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek

BOCALAMAK : Turkish Turkish

ir işte tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak

BOCALATMAK : Turkish Turkish

ocalamasına yol açmak

BÖCE : Turkish Turkish

öcü

BÖCEK : Turkish Turkish

eklembacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, °haşere

BÖCEK : Turkish Turkish

kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklara verilen ad

BÖCEK : Turkish Turkish

ıstakoza çok benzeyen kabuklu deniz hayvanı

BÖCEK ÇIKARMAK : Turkish Turkish

ipekböceği yetiştirmek

BÖCEK GİBİ : Turkish Turkish

ufak tefek ve esmer (çocuk)

BÖCEKBAŞI, -NI : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu'nda zabıta görevlisi

BÖCEKBİLİM : Turkish Turkish

öceklerin yapısını, yaşayışını ve hastalık yapıcı niteliklerini inceleyen bilim dalı, °entomoloji

BÖCEKBİLİMCİ : Turkish Turkish

öcekbilim uzmanı, °entomolojist

BÖCEKBİLİMSEL : Turkish Turkish

eklembacaklılarla, özellikle böceklerle ilgili