Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOHÇACILIK : Turkish Turkish

ohçacının işi

BOHÇALAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi bohça içine koyup sarmak

BOHÇASINI KOLTUĞUNA VERMEK : Turkish Turkish

kovmak, işine son vermek

BOHÇASINI TOPLAMAK : Turkish Turkish

eşyasını toplamak

BOHEM : Turkish Turkish

yarınını düşünmeden yaşayan, günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan yazın ve sanat çevresinden (kimse ya da topluluk)

BOHEM YAŞAMI : Turkish Turkish

aşıboş yaşam

BOK ATMAK : Turkish Turkish

(birine) leke sürmek, kara çalmak

BOK CANINA OLSUN : Turkish Turkish

ıkılan, kötülüğü görülen şeylere karşı bir sövgü sözü olarak söylenir

BOK ETMEK : Turkish Turkish

(bir iş, bir şey için) bozmak, berbat etmek

BOK KARIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir işi bozacak biçimde davranmak

BOK PÜSÜR : Turkish Turkish

hoşa gitmeyen, can sıkan şey ve onun ayrıntı ve pürüzleri

BOK, -KU : Turkish Turkish

dışkı

BOK, -KU : Turkish Turkish

(kaba konuşmada) hor görülen, tiksinilen

BOK, -KU : Turkish Turkish

güç durum

BOKBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

kınkanatlılardan, genellikle otçul memeli hayvanların gübrelerinde yaşayan ve bokla beslenen böcek (geotrupes stercorarius)

BÖKE : Turkish Turkish

kahraman, güçlü kimse

BÖKE : Turkish Turkish

ulusal ya da uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan (kimse ya da takım), °şampiyon

BÖKELİK : Turkish Turkish

öke olma durumu, şampiyonluk, °şampiyona

BOKLAMAK : Turkish Turkish

(bir yeri ya da bir işi) kötü bir duruma getirmek

BOKLANMAK : Turkish Turkish

kötü bir duruma gelmek, pislenmek

BOKLAŞMAK : Turkish Turkish

kötü bir duruma girmek

BOKLU : Turkish Turkish

oku olan; pis

BOKLUK : Turkish Turkish

pislik

BOKLUK : Turkish Turkish

kötü durum

BOKS : Turkish Turkish

yumrukoyunu