Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BÖLÜM : Turkish Turkish

çağ, °devir

BÖLÜMCE : Turkish Turkish

paragraf

BÖLÜMLEME : Turkish Turkish

ölümlemek eylemi, sınıflama, °tasnif

BÖLÜMLEMEK : Turkish Turkish

irçok şey arasında, birbirine eşit ya da benzer olanları kümelere ayırmak, sınıflamak, ºtasnif etmek

BÖLÜMLENDİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi bölümlere ayırmak, sınıflandırmak

BÖLÜMLENİŞ : Turkish Turkish

ölümlenmek eylemi ya da biçimi

BÖLÜMLENMEK : Turkish Turkish

ölümlemek eylemine konu olmak, sınıflanmak

BÖLÜMSEL : Turkish Turkish

ölümle ilgili, °kısmi

BÖLÜNEBİLİR : Turkish Turkish

kalansız bölünebilen (sayı)

BÖLÜNEBİLİRLİK : Turkish Turkish

ölünebilir olma durumu

BÖLÜNEBİLME : Turkish Turkish

kalansız bölünür olma durumu

BÖLÜNEN : Turkish Turkish

ölme işlemine uğratılan sayı; eşit bölümlere ayrılması gereken nicelik ya da sayı

BÖLÜNGÜ : Turkish Turkish

ir siyasal partinin politikasını parlamentoda, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgütlerde yürütmek için örgütlenmiş grup, °fraksiyon

BÖLÜNGÜ : Turkish Turkish

ir siyasal parti, sendika vb. örgütün içinde, izlenmekte olan ana politik çizgiye karşı olan, alınan kararlara karşı savaşım veren grup, °fraksiyon

BÖLÜNME : Turkish Turkish

ölünmek eylemi

BÖLÜNME : Turkish Turkish

gözelerin, belli bir büyüklüğe varınca eşit bölümlere ayrılıp çoğalması

BÖLÜNME : Turkish Turkish

yarışta toplu olarak koşarken birbirinden ayrılma

BÖLÜNMEK : Turkish Turkish

ir bütün, belirli bölümlere, parçalara ayrılmak

BÖLÜNMEK : Turkish Turkish

ayrılmak, bir öğeden çok öğe oluşmak

BÖLÜNMEZ : Turkish Turkish

parçalanamaz, ayrılamaz

BÖLÜNMEZLİK : Turkish Turkish

ölünmez olma durumu

BÖLÜNTÜ : Turkish Turkish

ölünmüş parça

BÖLÜNTÜLER : Turkish Turkish

ir bütünün ayrılmış olduğu bölümler, °taksimat

BÖLÜNÜM : Turkish Turkish

sosyal antropolojide kimi toplumlardaki soyzinciri gruplarının sınırlarını belirleyen bölme süreci

BÖLÜŞ : Turkish Turkish

ölmek eylemi ya da biçimi