Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOMBARDIMAN : Turkish Turkish

özellikle bombayla bir hedefe yapılan saldırı, bombalama

BOMBARDIMAN ETMEK : Turkish Turkish

top ateşi ya da bombayla bir yere saldırmak

BOMBARDIMAN ETMEK : Turkish Turkish

ir kimseyi ağır sözlerle paylamak

BOMBARDIMAN UÇAĞI : Turkish Turkish

ombalama işinde kullanılan uçak

BOMBARDIMANCI : Turkish Turkish

ir bombardıman uçağında nişan alma ve bombalamayla görevli askeri ekip

BOMBARDON : Turkish Turkish

en kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı

BOMBE : Turkish Turkish

şişkin, kabarık

BOMBE : Turkish Turkish

şişkinlik, kabarıklık

BOMBELENMEK : Turkish Turkish

ombeli duruma gelmek, üzerinde bombe oluşmak

BOMBELİ : Turkish Turkish

şişkinliği, kabarıklığı olan, kabarık

BOMBOK : Turkish Turkish

çok kötü, çok berbat

BOMBOŞ : Turkish Turkish

üsbütün boş

BOMBOZ : Turkish Turkish

çok boz

BÖN : Turkish Turkish

udala, saf

BÖN BÖN BAKMAK : Turkish Turkish

anlamayarak, safça şaşkın şaşkın bakmak

BONBON : Turkish Turkish

şekerleme, °fondan

BÖNCE : Turkish Turkish

udala, saf (bir biçimde)

BONCUK : Turkish Turkish

cam, taş, sedef, tahta, plastik gibi maddelerden yapılan, ortası delik, çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi

BONCUK BONCUK : Turkish Turkish

oncuk gibi yuvarlak taneler durumunda

BONCUK GİBİ : Turkish Turkish

küçücük (göz)

BONCUK MAVİSİ : Turkish Turkish

yeşile çalan bir mavi

BONCUK TUTKALI : Turkish Turkish

oncuk biçiminde glüten tutkalı

BONCUKÇU : Turkish Turkish

oncuk yapan ya da satan kimse

BONCUKLAMA : Turkish Turkish

oncukla süsleme

BONCUKLAMA : Turkish Turkish

petrokimyada tane biçiminde katalizörler üretme