Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BONCUKLAMAK : Turkish Turkish

oncukla süslemek

BONCUKLANMAK : Turkish Turkish

oncuk biçiminde taneler oluşmak

BONCUKLAŞMAK : Turkish Turkish

oncuk biçimini almak

BONCUKLU : Turkish Turkish

oncuğu olan, boncukla süslenmiş

BONE : Turkish Turkish

çeşitli amaçlarla kullanılan kauçuk, kumaş vb. maddeden yapılmış başlık

BONFİLE : Turkish Turkish

kasaplık hayvanlarda karnın içinde, belkemiğinin iki yanından aşağıya doğru uzanan ve yumuşaklığı dolayısıyla beğenilen et dilimi

BONFİLELİK : Turkish Turkish

onfile yapmaya elverişli (et)

BONJUR : Turkish Turkish

günaydın

BONJUR : Turkish Turkish

uzun siyah ceketle, çizgili pantolondan oluşan erkek giysisi

BONKÖR : Turkish Turkish

ıyi yürekli

BONKÖR : Turkish Turkish

eliaçık, cömert

BONKÖRLÜK : Turkish Turkish

eli açıklılık, cömertlik

BÖNLEŞMEK : Turkish Turkish

ön duruma gelmek, aptallaşmak

BÖNLÜK : Turkish Turkish

ön olma durumu, budalalık, aptallık, sersemlik, saflık

BONO : Turkish Turkish

elirlenmiş bir sürenin sonunda, üzerinde yazılı miktarda paranın, belirli bir kimseye, kuruluşa ödeneceğini belirten senet, emre yazılı senet

BONO KIRDIRMAK : Turkish Turkish

ir bonoyu, süresi dolmadan, eksiğine paraya çevirmek

BONSERVİS : Turkish Turkish

çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge, temiz iş kâğıdı

BOPSTİL : Turkish Turkish

züppece giyiniş biçimi

BOPSTİL : Turkish Turkish

u biçimde giyinen ya da züppece tavırları olan kimse

BOR : Turkish Turkish

ışlenmemiş, ekilmemiş (toprak)

BOR : Turkish Turkish

atom sayısı 5, atom ağırlığı
8 olan, doğada bor asidi ya da boratlar durumunda bulunan, yoğunluğu
45 olan basit element, simgesi b

BORA : Turkish Turkish

genellikle arkasından yağmur getiren sert ve geçici yel

BORAK : Turkish Turkish

or (i)

BORAKS : Turkish Turkish

yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu

BORAN : Turkish Turkish

yel, şimşek ve gök gürültüsüyle ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı