Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BORANBULUT : Turkish Turkish

yoğun kütleli bulut

BORANİ : Turkish Turkish

pirinçli ve yoğurtlu ıspanak ya da benzeri sebze yemeği

BORASİT, -Tİ : Turkish Turkish

sert billur ya da yumuşak beyaz kütle durumunda bulunan magnezyum boratı

BORAT, -TI : Turkish Turkish

or asitiyle bir oksidin bileşmesinden oluşan tuz

BORATLI : Turkish Turkish

ileşiminde borat bulunan

BORAZAN : Turkish Turkish

üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı

BORAZAN : Turkish Turkish

u boruyu çalan kimse

BORAZANCI : Turkish Turkish

orazan çalan kimse

BORAZANCIBAŞI, -NI : Turkish Turkish

irçok borazancının başı olan borazancı

BORAZANCILIK : Turkish Turkish

orazancının işi

BORAZANKUŞU : Turkish Turkish

çınlayan sesiyle tanınan bataklık kuşu

BORAZANSARMAŞIĞI : Turkish Turkish

kırmızı, turuncu renkli borazan biçiminde çiçekleri olan tırmanıcı bitki

BORÇ : Turkish Turkish

ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey

BORÇ : Turkish Turkish

irine, bir topluluğa karşı görev duygusuyla bağlanma, manevi yükümlülük, °vecibe

BORÇ : Turkish Turkish

pancar, lahana, et ya da krema konularak yapılan sebze çorbası

BORÇ ALMAK : Turkish Turkish

daha sonra ödemek koşuluyla birinden para ya da bir şey almak

BORÇ ALTINA GİRMEK : Turkish Turkish

orç para almak

BORÇ BİNİ AŞMAK : Turkish Turkish

(borç) pek çok olmak, altından kalkılamayacak duruma gelmek

BORÇ ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

orçlanmak

BORÇ HARÇ : Turkish Turkish

orçlanarak

BORÇ ÖDEMEKLE ( YA DA VERMEKLE), YOL YÜRÜMEKLE TÜKENİR : Turkish Turkish

irden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir

BORÇ YEMEK : Turkish Turkish

orçla geçinmek

BORÇA ALMAK : Turkish Turkish

veresiye almak

BORÇA BATMAK : Turkish Turkish

çok borçlu olmak

BORÇA GİRMEK : Turkish Turkish

orçlanmak, borç para almak