Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BORÇLANDIRMAK : Turkish Turkish

orçlanmasına yol açmak, borçlu duruma getirmek

BORÇLANILMAK : Turkish Turkish

orca girilmek, borç edilmek

BORÇLANMA : Turkish Turkish

orçlanmak eylemi, °istikraz

BORÇLANMAK : Turkish Turkish

karşılığını sonra vermek koşuluyla birinden para ya da bir şey almak

BORÇLANMAK : Turkish Turkish

manevi bir yükümlülük altına girmek

BORÇLU : Turkish Turkish

orcu olan, borç almış olana verecekli, °medyun

BORÇLU : Turkish Turkish

ir yüküm altında bulunan

BORÇLU : Turkish Turkish

ir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan

BORÇLU ÇIKMAK : Turkish Turkish

görülen hesapta vereceği kalmak

BORÇLULUK : Turkish Turkish

orçlu olma durumu

BORÇSUZ : Turkish Turkish

orcu olmayan

BORÇSUZ HARÇSIZ : Turkish Turkish

hiç borç yapmadan

BORÇSUZLUK : Turkish Turkish

orçsuz olma durumu

BORÇUNU KAPATMAK ( YA DA BORÇTAN KURTULMAK) : Turkish Turkish

orcunu ödemek

BORDA : Turkish Turkish

geminin yanı

BORDA BORDAYA : Turkish Turkish

yan yana

BORDA FENERLERİ : Turkish Turkish

gemilerde biri (solda) kırmızı, biri (sağda) yeşil olarak iki yanda yakılan fenerler

BORDA HATTI : Turkish Turkish

donanma gemilerinin bir sırada ve koşut olarak gitmek için aldıkları durum

BORDALAMAK : Turkish Turkish

saldırmak amacıyla ya da kazayla gemiler yan yana gelmek

BORDALAMAK : Turkish Turkish

ir gemiye yandan yaklaşmak

BORDO : Turkish Turkish

mora çalan kırmızı renk, şarap tortusu rengi, şarabi

BORDO : Turkish Turkish

u renkte olan

BORDO ŞARABI : Turkish Turkish

adını fransa'nın bordeaux kentinden alan ünlü bir şarap

BORDRO : Turkish Turkish

ir hesabın ayrıntılarını gösteren çizelge

BORDRO MAHKÛM- LARI : Turkish Turkish

memurlar, memur sınıfı